
KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR (KBMG) NE KADARDIR?
- 4 Ocak 2018
- Güven Kaya
- Başlık; Ekonomi
- 80
- Facebook0
- Twitter10
- WhatsApp0
- LinkedIn10
- Telegram0
- Paylaşım
25.12.2016 / ANAKARA
12 Aralık 2016 gününde, TÜİK başkanı 2016 yılı kişi başına düşen milli geliri açıkladı. Sene bitmeden yapılan bu açıklama ile kişi başı milli gelirin bir önceki yıl gerçekleşen 9130 dolardan 1884 dolar daha fazla olduğu beyan edildi: 11014 dolar. http://www.hurriyet.com.tr/2-bin-dolar-zenginlestik-40304927
Revizyon yapmışlar, böylece gelir artmış. Gerekirse bir revizyon daha yapılabilirmiş onda da yine yükselirmiş. Revizyon kelimesinin gözden geçirme anlamına geldiğini ve yeniden bir gözden geçirme daha olabileceği konusuna bir mim koyarak, zaten “daha önceki yıllarda da iki kere revizyon yapılmıştı” diyelim. Her bir revizyonda nedense ikişer bin dolarlık artış olmuştu tıpkı bundaki gibi. Tüm revizyonları sıfırlayıp gerçeği görmeye çalışırsak 11014-2000-2000-1184= 5130 doları bulmuş oluruz. Bunu hatırımızda tutalım. Bunun yanında, yine de, “acaba öyle mi” şüphesini elden bırakmamakta fayda var.
İlk baktığımda; “bu tabi ki düpedüz yalan. Kabaca; 2015 de dolar 2,66 lira (yıl ortası) ve kişisel gelir 9130 dolar oluyor. 2016’nın son günlerine geldiğimiz bugünlerde dolar 3,60 lirayı zorluyor ve gelir 11014 dolar deniyor. Bu demektir ki 2015 yılında 24286 lira olan kişisel gelir 2016 yılında 39650 lira olmuştur. Diğer deyişle herkes bir yıl içinde %63 zenginleşmiştir… E, o zaman ülke ekonomisinin geriye gidişi nasıl anlatılacak? Bu durumda sorulmaz mı kişilerin cebindeki %63 büyümüş para buhar mı oldu, niye göremiyoruz? Sen git bu yalanı embesillere anlat. Nereden besleniyorsan oradan af dile ve istifa et, git. 25 milyar dolardan daha fazla paranın Suriyeli hainler için harcandığı düşünüldüğünde, kişisel gelirin, en fazla 2500-3000 dolar bazında olacağını kundaktaki bebek bile görür.” şeklinde bir tepkim oldu. Bu tepkim doğru muydu? Bunu anlamak için daldım sanal arşivlere…
Öncelikle konuya ışık tutacak bilgilere bakalım:
-Ben ekonomist değilim, işletme okudum. İşletmenin ana konularından birinin insan işletmek olduğunu, işletmede bolca geçen istatistiklerin ise “istatistiki yalanlara” kaynak teşkil ettiğini çok iyi bilirim. Bir işletme mezunu ve işletme sahibi olarak “kapalı bütçe” ekonomisini uygularım. Çünkü maksadım kişilere “yalan söylemek” olmadığından açık bütçe, finans, borçlanma gibi diğer ekonomik terimler ilgimi çekmiyor.
-Asgari ücret. İşçinin bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret. Asgari ücret günlük hesaplanır, aylık ödenir.
Bu arada asgari ücret aylık 1300 lira olup, yıllık tutarı ise 15600 liradır. Buradan hareketle;
-15600/2,89=5397 dolar, yıl ortası (temmuz ayı rakamları ile),
-15600/3,52=4432 dolar, yıl sonu (aralık ayı rakamları ile) değerlerini buluruz. Yıl ortası rakamına baktığımızda (5397 dolar) revizyonlardan arındırılmış kişisel gelir (5130 dolar) ile yakın rakamlar olduğunu görürüz. Bu da bizi “evet, asgari ücretin yıllık toplamı kişisel gelirin civarında dolanıp durur” yorumuna götürür. Çünkü doların ani patlaması olmasaydı, hükümetin de değerlendirdiği gibi, dolar 3,0-3,10 bandında gezinecekti. Bu da birkaç dolar sapma ile 5130 dolar civarına denk gelir.
-GSYİH. Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH), bir ülkenin ekonomik büyüklüğünün birkaç ölçütünden biridir. GSYİH, GSMH’den farklı olarak, bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.
-GSMH: ülke para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır. “Vatandaşlık” ayrımının yapılmasındaki sebep GSYİH’den farklı olduğunu belirtmek içindir. GSYİH, o ülkede faaliyet gösteren yabancı ülke yurttaşlarının ürettiği nihai mal ve hizmetleri de kapsar.
-Kişi başı milli gelir (KBMG): Bir ülkenin gayri safi millî hasılası (GSMH), o ülkenin nüfusuna bölündüğü zaman, kişi başına düşen GSMH bulunur.
-Satın Alma Gücü Paritesi (SGP): Genel bir tanımla aynı nitelikteki ürün ya da ürünlerin farklı bölgelerde kaç paraya alındığının belirlenmesi işlemine deniyor. Uluslararası kullanımda ise “Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır.” şeklinde tarif edilir. Eldeki toplu bir para parite para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir.
-Yıl ortası nüfus miktarı: Hesaplamalarda esas alınan değerdir. Neden bunun alındığını anlamış değilim. Yılsonundaki geliri esas alan bir hesaplama yönteminin yıl ortasındaki nüfusu esas alması anlamsız duruyor. Eğer hala bu devlet anlık nüfusu “nüfus ve vatandaşlık genel müdürlüğünün” makinesinde göremiyorsa, geçmişte yapılan tüm sayımlar ve istatistikler, vatandaşlık numarası, ölenlerin kimlik kartının alınması, doğanların nüfus idarelerine bildirilmesi gibi işlemler boşuna yapılıyor demektir.
-1998 fiyatlarıyla hesaplamak. Enflasyon nedeniyle cari fiyatlarla hesaplanan milli gelir büyüklüklerini karşılaştırmak anlamlı olmadığından, dönemsel veriler 1998 yılı sabit fiyatına dönüştürülüyor ve “büyüme” oranları buna göre hesaplanıyor. GSYH büyüme oranları sabit fiyatlara göre ilan edilirken, ülke insanının ortalama refah düzeyini gösteren kişi başı milli gelirin ise cari fiyat ve kurlara göre hesaplanıp, duyurulması teamül haline gelmiş bulunuyor. Kişi başına GSYH’nin cari tutarı ile sabit fiyatlara göre hesaplanan reel düzeyi arasında neredeyse bir kata yakın fark bulunuyor. Bu farklılığın ortadan kaldırılması ile gerçek kişisel gelir ortaya çıkacağından sabit fiyatlarla olan hesaplama dikkate alınacak. Bir hatırlatmada bulunalım: Bağımsız ekonomistler 1998 yılı sabit fiyatlarını esas alırken devlet kurumları işlerine geldiğinde 2009, gelmediğinde ise 2012 değerlerini esas alıyor.
Evet, artık konuya girebiliriz. Düz yazılar bana italik olanlar ise yazıların sahiplerine aittir.
Sanal dünyanın sanal arşivlerinde gezinirken maksadınıza uygun her türlü bilgiyi bulmanız olasıdır. Maksadım en doğru ve güncel bilgiye ulaşmak ve onu sunmak olduğundan, sorunlu olduğunu değerlendirdiğim bilgilerden uzak durdum. Bunun için de daha fazla zaman ve emek gerekti.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren elde edilen bilgileri toplayan bir tablo dikkatimi çekti ve onu olduğu gibi buraya aktardım. Oldukça ayrıntılı olan bu tablonun son sütununda, bazı ülkelerin vatandaşlarının, 1998 yılı bazında KBMG’ni de görebiliyoruz. Örnek olarak 1927 yılındaki KBMG’imiz, 1998 yılında Nepal’de elde edilen KBMG ile aynı olduğu gibi… Bir diğer yaklaşımla bizim 1927 yılındaki profilimiz bu ülkede 1998 yılında ancak gerçekleşiyor…
Tablonun incelenmesi sonucunda şu bilgiler dikkat çekiyor:
-En büyük büyüme 1946 yılında gerçekleşmiş: % 31,9
-En fazla küçülme 1945 yılında gerçekleşmiş: % 15,3
-KBMG, ülkenin büyümesi oranında büyümüyor, daha geride kalıyor.
-KBMG sürekli artmış. Bunun yanında bazı yıllar geriye gitmiş: 1932, 1935, 1940, 1941, 1943, 1944, 1945, 1949, 1954, 1978, 1979, 1980, 1989, 1991, 1994, 1999.
-Bazı yıllar SGP-GSMH artarken KBMG düşmüş: 1961, 1978, 1989, 1991.
-SGP göre KBMG de 2000 dolar sınırı 1952’de, 3000 dolar sınırı 1966’da, 4000 dolar sınırı 1976’da, 5000 dolar sınırı 1990 yılında geçildi. 1997 ve 1998 yıllarında 6000 dolar sınırları geçildi ama 1999 yılında geri inildiği için bir anlam ifade etmedi.
-1966-1976 yılları arasında geçen 11 yılda KBMG 1000 dolar birden artmış ve bu arada ekonomi hiç küçülmemiş. Ortalama büyüme 6,5 olmuş. 4000 dolar seviyesine ulaşmak ise 14 yılda gerçekleşmiş olup, ekonomi bu süreçte iki kere küçülme yaşamış ve ortalama büyüme 3,8 gerçekleşmiş.
-1923-1999 döneminde ekonomi 33,8 kat büyürken, nüfus 4,2 KBMG ise 5,7 kat büyüdü.
Bu özetlerden sonra aşağıdaki tabloyu incelemenizi öneririm.
http://www.dunya.com/ekonomi/kisi-basina-dusen-gercek-milli-gelir-bu-yil-6-bin-187-dolar-haberi-227023
Bir başka tabloya geçmeden önce o tabloyu hazırlayan uzman kişinin söylediklerine kulak verelim (yazı 2013 yılında hazırlanmıştır. Yazı ile ilgili düzeltmelere girilmemiştir), özetle:
Türkiye’de son yıllarda rekor düzeyde artarak kâğıt üzerinde 10 bin doları aşan, bu yıl da 10 bin 818 dolar düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilen kişi başına milli gelirin, enflasyon ve kur değişiminden arındırılarak hesaplanan “reel” değeri ise bunun yaklaşık yarısı düzeyinde bulunuyor.
Cari fiyatlarla kişi başına milli gelirde özellikle 2000’li yıllarda yaşanan hızlı artış, sıcak para girişlerinin artırdığı döviz arzıyla kurdaki artışların enflasyonun gerisinde kalması, başka deyişle TL’de yaşanan suni değerlenmeden kaynaklandı. TL’deki değerlenme, kişi başı geliri kâğıt üzerinde ikiye katladı.
2014 Programında, 2012’de cari fiyatlarla 10 bin 497 dolar olan kişi başına milli gelirin, bu yılın tümünde 10 bin 818 dolar düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edildi. 2014 için öngörülen kişi başına milli gelir hedefi ise 11 bin 277 dolar…
Ancak Kalkınma Bakanlığı’nın 1998 fiyat ve kur düzeyini baz alarak yaptığı hesaplama ise “sabit fiyatlarla” kişi başına GSYH’nin 2012’da 6 bin 67 dolar olduğunu, bu yıla ilişkin gerçekleşme tahminin de sabit fiyatla 6 bin 187 dolara denk geldiğini gösteriyor. 2014 yılı için hedeflenen kişi başı milli gelirin sabit fiyat ve kura göre karşılığı ise 6 bin 362 dolar düzeyinde bulunuyor.
Kişi başına milli gelirin 1998’de 4 bin 338 dolar olan düzeyi, enflasyon-kur makasının açılması nedeniyle izleyen dönemde cari olarak hızla büyüdü. Bu yıl 10 bin 818 dolar olması beklenen kişi başına milli gelir için 2014 için de Program’a 11 bin 277 dolarlık hedef konuldu.
Ancak, 1998 fiyatları ve kur düzeyi baz alınarak yapılan hesaplamada ise kişi başına milli gelirin 2005’e kadar 4 bin dolarlı düzeylerde kaldığı, anılan yıl ise ilk kez 5 bin doların üzerine çıktığı belirlendi. Sabit fiyat ve kura göre 2006’da 5 bin 380 dolar, 2007’de 5 bin 566 dolar olan kişi başına milli gelir, küresel krizin başladığı 2008’de 5.533 dolara, krizin derinleştiği 2009’da 5 bin 196 dolara geriledi. 2010 yılında sabit fiyatlarla 5 bin 598 dolara, 2011’de 6 bin 11 dolara, 2012’de 6 bin 67 dolara yükselen kişi başına milli gelirin, bu yıl 6 bin 187 dolar, gelecek yıl ise 6 bin 362 dolar olacağı öngörüldü.
Fark reel bazda TL’deki artıştan kaynaklanıyor
2002 sonundan bu yana yoğun sıcak para girişlerine bağlı olarak TL’nin suni biçimde değerlenmesi nedeniyle dolar cinsinden cari ve sabit fiyatlara göre kişi başına milli gelir arasındaki makas hızla açıldı. Nüfusun yüzde 15.2 artışla 66 milyondan 76.1 milyona yükseldiği 2002-2013 döneminde, cari fiyatlarla dolar bazında kişi başına milli gelirdeki değişim yüzde 109.8 oranında bir zenginleşmeye işaret ederken, fiyat ve kur artışlarından arındırıldığında gerçek artışın sadece yüzde 45.9 olduğu görülüyor. Aradaki fark, reel bazda TL’deki değerlenmeden kaynaklanıyor.
Enflasyon nedeniyle cari fiyatlarla hesaplanan milli gelir büyüklüklerini karşılaştırmak anlamlı olmadığından, dönemsel veriler 1998 yılı sabit fiyatına dönüştürülüyor ve “büyüme” oranları buna göre hesaplanıyor. GSYH büyüme oranları sabit fiyatlara göre ilan edilirken, ülke insanının ortalama refah düzeyini gösteren kişi başı milli gelirin ise cari fiyat ve kurlara göre hesaplanıp duyurulması teamül haline gelmiş bulunuyor. Kişi başına GSYH’nin cari tutarı ile sabit fiyatlara göre hesaplanan reel düzeyi arasında neredeyse bir kata yakın fark bulunuyor.
Son yıllarda gerilemesine rağmen özellikle 2000’li yılların ilk yarısında enflasyon, kur artışlarının çok üzerinde gerçekleşti. Kümülatif enflasyonun aynı dönemdeki kur artışlarının üzerinde seyretmesi sonucu TL’de yaşanan yapay değerlenme, kişi başına milli geliri kâğıt üzerinde katlandı. Reel düzeyi ile kıyaslandığında cari fiyatlar ve kura göre hesaplanan kişi başına milli gelir, Türkiye insanını kâğıt üzerinde bir kat daha zengin gösteriyor.
Bir başka yazıya bakalım
http://www.milliyet.com.tr/-/gungor-uras/ekonomi/ekonomiyazardetay/24.09.2008/995031/default.htm
(Yazıldığı şekli ile alınmış olup, düzeltilmemiştir):
Başbakan diyor ki, 2002’de milli gelir 230 milyar dolardı. 2007’de 658 milyar dolar oldu, yüzde 186 arttı. Basit anlatımıyla, 100 iken 286 oldu. 2.8 kat büyüdü. Başbakan’ın kullandığı rakamlar doğru, söyledikleri doğrudur. Ama gerçeği yansıtmamaktadır.
Çünkü dolar olarak hesaplanan (cari fiyatlarla/o yılın enflasyondan arındırılmamış YTL milli gelir rakamları ve de o yılın ortalama dolar kuruyla hesaplanan) milli gelir rakamlarını kullanıyor.
Ülkede milli gelirin her yıl ne kadar arttığı ise ‘sabit fiyatlarla’ (enflasyondan arındırılmış fiyatlarla) belirleniyor. TÜİK’in belirlemelerine göre, 2002’de yüzde 6.2 büyüdük. Daha sonra, sırasıyla yüzde 5.3, yüzde 9.4, yüzde 8.4, yüzde 6.9 ve nihayet 2007 yılında yüzde 4.5 büyüdük.
2002 milli geliri 100 kabul edilerek, her yılın sabit fiyatlarla milli gelir artış oranı eklendiğinde görülür ki, 2002’de 100 olan milli gelir 2007’de 139 olmuş. Gerçek artış yüzde 39.
Nereden çıkıyor iki farklı büyüme oranı? (1) Döviz kuru çarpıklığından dolarla ifade edilen milli gelirin büyüme hızıyla, sabit fiyatla ifade edilen milli gelirin büyüme oranını izlemek güçleşmişti. (2) Derken TÜİK, ülke nüfusunu düzeltti. Kişi başı milli gelir rakamının hesabı değişti. (3) 1998’e kadarki milli gelir rakamlarını değiştirdi. Yükseltti. (4) 2007’de öncesi nüfus rakamları düzeltilemediğinden önceki yılların kişi başı milli gelir rakamları düzeltilemedi. (Çünkü o yılların nüfus tahminleri henüz yapılamadı.)
– Milli gelir rakamı yıl ortası nüfusa bölünerek kişi başı gelir hesaplanır. 2007 ortalaması nüfus 73 milyon 900 bin iken, TÜİK bu rakamı 70 milyon 586 bine indirdi. 2007’de 658 milyar dolar olan milli gelir 73 milyon nüfusa bölündüğünde kişi başı gelir rakamının cari döviz kuruyla karşılığı 8.920 dolar oluyordu. Nüfus 70 milyona indirilince, kişi başı milli gelirin döviz karşılığı 9.333 dolara yükseldi.
TÜİK çok şeyi değiştirdi
– 2006 milli geliri düzeltme yapılmadan 402 milyar dolar, eski nüfus rakamlarına göre kişi başı gelir de 5.477 dolar olarak açıklanmıştı. Nüfus ve milli gelir düzeltmesiyle bir yılda (2006’dan 2007’ye) kişi başı gelir 5.477 dolardan 9.333 dolara yükseltildi. (Hesap değişikliğiyle yüzde 70 arttı)
Bunun sonucu, Türk halkının 2002 yılında kişi başı milli geliri 2.598 dolar iken, 2007 yılında yüzde 359 oranında artışla 9.333’e tırmanmış oldu. Halkımızın kişi başı geliri 3.5 kat artmışçasına bir tablo ortaya çıktı.
Halkımız eğer “Evet, benim gelirim 2002’ye göre 3.5 katı arttı. Ben 2002’deki durumdan 3.5 kat daha iyi durumdayım” diyebiliyorsa Başbakan’ın dedikleri doğrudur. “Benim durumun ancak yüzde 40 dolayında daha iyi” diyorsa TÜİK’in rakamları doğrudur. Takdir yüce halkımızındır.
Güngör Uras’ın bu yazısından anlaşıldığı üzere;
-TÜİK KBMG yüksek çıksın diye nüfusu düşürmüştür. 2007 ortalaması nüfus 73 milyon 900 bin iken, TÜİK bu rakamı 70 milyon 586 bine indirdi. Hatırlatmakta fayda var: 2006 yılı nüfusu 74.530.959’dur. (http://arsiv.ntv.com.tr/news/403441.asp) Bu arada 2008 nüfusu 71.517.100, 2009 nüfusu 72.561.312 oldu. (http://www.hurriyet.com.tr/2009-yili-turkiye-nufusu-aciklandi-13577067) 2010 nüfusu ise 73.722.988’dir. (http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2011/01/28/turkiye_nufusu_artti_365903296989#), 2011 yılı 74.724.269 kişidir
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=10736)
– Yazıdan anlaşılmıyor ama KBMG GSYİH’nın nüfusa bölümünden elde edilmiş gibi duruyor. GSYİH kapsamında yurt içinde gelir elde eden ve bu geliri kendi ülkesine aktaran yabancı yatırımcılar da vardır. Esasında bu gelir bizim değildir, o kişinindir. Bu yüzden KBMG hesaplanırken GSMH kullanılır.
Bir başka yazı:
http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/451145-1998den-2010a-kisibasi-milli-gelir
Yukardaki linkten sadece tablo kısmı alınmış olup, yazının da okunmasını tavsiye ederim.
NÜFUS GSYH KBMG SGP-KBMG
YILLAR (Bin Kişi) (Milyon TL) (USD) (USD)
—— ———- ———– ———— ————
1998 62.464 70.203 4.322 8.573
1999 63.366 104.596 3.953 8.171
2000 64.259 166.658 4.158 9.159
2001 65.135 240.224 3.016 8.618
2002 66.009 350.476 3.529 8.667
2003 66.873 454.781 4.548 8.800
2004 67.734 559.033 5.802 10.177
2005 68.582 648.932 7.056 11.386
2006 69.421 758.391 7.643 12.688
2007 70.256 843.178 9.221 13.455
2008 71.079 950.098 10.285 14.041
2009 71.897 946.678 8.456 13.136 (x)
2010 72.698 1.028.802 8.821 13.647 (xx)
(x) 2009 yılı için DPT’nin gerçekleşme tahmini
(xx) 2010 Yılı Programı
2009 Yılı Programına göre cari fiyatlarla Türkiye’nin 1998 yılından bu yana yıl sonu nüfusu, GSYH, kişi başına milli gelir ve SGP’ye göre kişi başına düşen milli geliri ise şöyle;
NÜFUS (x) GSYH KBMG SGP-KBMG
YILLAR (Bin Kişi) (Milyon TL) (ABD Doları) (ABD Doları)
—— ———- ———– ———— ————
1998 62.618 70.203 4.311 8.552
1999 63.532 104.596 3.943 8.149
2000 64.441 166.658 4.146 9.134
2001 65.342 240.224 3.006 8.591
2002 66.237 350.476 3.517 8.637
2003 67.123 454.781 4.531 8.767
2004 68.000 559.033 5.779 10.137
2005 68.867 648.932 7.027 10.852
2006 69.732 758.391 7.609 11.588
2007 70.586 853.636 9.305 13.023
2008 71.419 994.315 11.228 13.998 (xx)
2009 72.240 1.111.438 10.913 14.761 (xxx)
(x) Yıl Sonu Nüfusu
(xx) DPT Tahmini
(xxx) 2009 Yılı Programı
KAYNAK AA
http://www.dogrulukpayi.com/beyanat/53d1fd354fc8c
Aşağıdaki yazı yukarıdaki linkten alınmış olup, hiçbir düzeltmede bulunulmamıştır.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Temmuz 2014 tarihinde, Ordu’da yaptığı açıklamada AK Parti iktidarının kişi başına düşen milli geliri 3400 dolardan 11 bin dolara çıkardığını iddia etmiştir.
2002-2014 arası kişi başına düşen milli gelir değerlerini tabloda bulabilirsiniz. Kaynak olarak IMF ve TÜİK kullanılmış olup farklılıklar da gösterilmiştir.
Tablo incelendiğinde bir sonuca ulaşmak hemen mümkün. Cari fiyatlarda kişi başına düşen milli gelirin 2002-2014 arası değişimine baktığımızda Erdoğan’ın iddiasının doğru olduğu çıkarımına varabiliriz. 2002’de milli gelir $’a yakın iken (ki bu değerin 2001 krizinden önce 1998’de 4300 dolar olduğunu da ekleyelim) 2013’te bu rakam 11 bin dolara yaklaşmış. Fakat bu çıkarımın yanına iki önemli bilgiyi eklememiz gerekiyor.
Birincisi, cari fiyatlarla hesaplanmış kişi başına düşen milli gelir enflasyonu da içinde barındırdığından reel büyümeyi göstermekten uzaktır. Bu hesaplamayla kişi başına düşen milli gelir 2002’den bu yana % 208 oranında artmış gözükmektedir. Fakat 1998 yılı fiyatları baz alınarak yapılan milli gelir hesaplamasında (bu şekilde enflasyon etkisi sıfırlanır) 2002-2013 arası gerçek iyileşme % 46 düzeyindedir.
İkinci faktör ise milli gelir hesaplamasının2002-2014 arasında iki kez değiştirildiği gerçeğidir. 2004 ve 2006 hesaplamalarında yapılan köklü değişiklikler her iki yılda da geçen dönemlerine oranla yaklaşık 2000 $’lık artışlar meydana getirmiştir. Daha önceki dönemlerde hesaplamaların standart olmaması nedeniyle cari fiyatlarda % 208’lik ve sabit fiyatlarda % 46’lık artışlar aslında daha düşük seviyededirler.
Erdoğan’ın iddiasındaki istatistiki veriler doğru olsa da kullanımı ve içeriği abartı ve yanıltma içermektedir.
Sonuç olarak, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın iddiasında “kısmen” doğruluk payı vardır.
Özetlersek;
-Verilerde, parmaklama diyebileceğimiz ama dilimize yerleştiği şekli ile manipülasyon yapılmıştır. İlki 2004, ikincisi 2006 ve sonuncusu da 2016 yılında olmak üzere (hepsi de AKP döneminde olmuştur) ortalama 2000 dolarlık oynama vardır.
-TÜİK gerektiğinde ana verilerden “nüfusu” değiştirebilmektedir. Gerekçesinin ne olduğu belli olmamakla birlikte iç siyasete yönelik olduğunu değerlendirmek mümkündür.
-TÜİK ile diğer bazı kurum ve kişiler GSYİH/NÜFUS yapmaktadır. Bunun geçerliliği yoktur. Bunu ne maksatla yaptıklarını siz okuyucuların değerlendirmesine bırakıyorum.
-Yine TÜİK, 2016 değeri için, gerekirse bir daha parmak atarız demiştir.
-Veriler her değerlendirenin istediğine göre şekil almış olup birbirleri ile örtüşmekten uzaktır.
-Yazının en başında “istatistiki yalanların” varlığından bahsetmiştim. Tabloları incelediğinizde bu tür yalanın süreklilik gösterdiğini gördüğünüzü değerlendiriyorum.
-Yine en başta dediğim işletmenin üç ana konusundan biri olan insan işletme de sürekli gündemdedir.
-KBMG’in gerçeğe yakın hesaplamalarda 4000-6000 dolar arasında bir yerde olduğunu gördük.
-Şirket sahibi ve parayı iyi kullandığına inanan biri olarak diyorum ki, KBMG “yıllık asgari ücretin” hemen civarında dolaşmaktadır. Zaten akıl kullanıldığında da bu sonuca ulaşmak mümkündür.
-Güngör Uras’ın yazısının son bölümü ile hemen yukarıdaki yazının tablodan sonraki bölümlerinde anlatılanlar hem benim tespitlerime, hem akla ve mantığa hem de GSMH/NÜFUS=KBMG denklemine uygun düşmektedir.
İyi harcamalar!
Hits: 2193
TÜRKİYE NEREDE BULUNUYOR 5
- 4 Ocak 2018
ABD yakında Mars’a gidiyor
- 4 Ocak 2018