
İngiliz Gizli Raporlarına Göre Mustafa Kemal Paşa
- 12 Ocak 2018
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 0
Mondros Mütareke’si sonrasında İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’da bir askeri yönetim yapılanması oluşturulmuştur. Bu yapı, genel olarak İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Askeri Komiserlerinden oluşmuştur. Bunlardan başka bu devletlerin değişik askeri birimleri de İstanbul’da konuşlanmıştır ancak bu üç Komiser en üst seviyedeki kişilerdir. Yüksek Komiserler İngiltere dış işleri bakanlığına bağlıdır. Diğer askeri komutanlıklar ise İngiltere Savunma Bakanlığı ve harekat açısından da Genelkurmay Başkanlığına bağlıdır. Dolayısıyla diğer askeri komutanlıklar sadece askeri makamlar iken yüksek komiserler siyasi makamlardır. Nitekim İngiliz ve Fransız Yüksek Komiserleri asker kişiler olmakla birlikte İtalya Yüksek Komiseri olan Kont Sforza bir asker değildir.
Bu kişiler günlü olaylarla ilgili raporlardan başka her yıl kendi ülkelerine o yıl içinde meydana gelen olayları özet olarak anlattıkları yıllık raporlar göndermişlerdir. Bu raporlardan İngiliz Yüksek Komiserlerinin raporları daha önce bazı bölümleri, 2010 yılında da tamamı Türkçe olarak yayımlanmıştır. Bu yayımlardan 1920 yılının anlatıldığı ve İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold’un 27 Nisan 1921’de Lord Curzon’a gönderdiği raporda o zaman Osmanlı İmparatorluğu’nda en ön planda olan kişiler hakkında değerlendirmeler ve biyografik bilgiler de bulunmaktadır.
Bu raporda Padişah Vahdettin, Veliaht Abdülmecit, İttihat ve Terakki hükümetinin (Talat Paşa Hükümeti) istifasından sonra ilk hükümeti kuran ve Mondros Mütareke’sini yapan Ahmet İzzet Paşa, ondan sonra hükümet kuran ve Kurtuluş Savaşı sırasından en uzun süre başbakanlık yapacak olan Tevfik Paşa, Tevfik Paşa’dan sonra başbakanlık yapan Damat Ferit Paşa, Milli Mücadele’nin lideri konumundaki Mustafa Kemal Paşa ve dönemin önemli bir askeri şahsiyeti olan Kazım Karabekir Paşa hakkında biyografik bilgiler de verilmektedir.
Bu bilgiler oldukça detaylı olmasına rağmen bazı temel fiziksel hatalar (Örneğin Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’da askeri idadi okuduğu söylenmektedir. Hâlbuki Selanik ve Manastır’da askeri rüştiye ve idadi okuduktan sonra İstanbul’da Harp Okulu’na girmiştir.) da yapıldığı görülmektedir. Bununla birlikte İngilizlerin ne kadar sistemli çalıştıklarını göstermesi ve dönemin lider konumunda olan kişileri hakkında ne düşündüklerini göstermesi açısından önemlidir. Bu biyografik bilgilerden Mustafa Kemal Paşa hakkındaki bilgiler aşağıda sunulmuştur.
‘’Orta halli bir ailenin çocuğu olarak 1881 yılında Selanik’te dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini Selanik ve Manastır idadilerinde almıştır. Çalışkanlığı ile akranları arasından sıyrılmayı başarmış ve listenin ilk sırasında olmak üzere İstanbul Askeri İdadisi’ne geçmiştir. Arkadaşları arasında pek te popüler olmayan Mustafa Kemal’in kibirli biri olduğu söylenebilir. Kurmay subaylığa hak kazanmasından sonra 1907’de Selanik’e atanmış ve aynı yıl içinde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmek suretiyle farmasonlar arasına katılmış ve İttihatçı fikirlerin en ateşli savunucularından biri olmuştur. Bir asker olarak iyi teşkilatçılığıyla ön plana çıkmaktadır. 1913’te askeri ataşe olarak Sofya’ya atanmıştır. Bu gün dahi devam eden eğlenceye ve içkiye düşkünlüğünün bu günlere dayandığı dile getirilmektedir. Savaş sırasında üst derecede cesaret göstermiş ve bir gözünü yitirdiği söylenmektedir. Enver Paşa ve Almanlarla ilişkileri oldukça kötüdür. Viyana’da İmparator Charles’ın taç giyme töreninde mevcut padişaha eşlik ettiği bilinmekte ve o dönemde Veliat’ın (Vahdettin’in) kendisinden Enver Paşa’ya karşı bir denge unsuru olarak faydalanmak arzusunda olduğu ifade edilmektedir. 1919’un ilk dönemlerinde ortaya çıkan Milli Mücadele hareketinin bir anlamda ilk tohumlarının atıldığı İstanbul’daki askeri çevrelerin örgütlenmesinde oldukça tesirli olmuştur. Bu hareket ile olan ilişkisi 1919 Mayıs’ında Anadolu’nun kuzeyinde özel olarak kurulmuş ordu müfettişliği görevine Ferit Paşa tarafından gönderilmesinin hemen ardından başlamıştır. O zamandan bu yana, adı geçen hareketin en önde gelen lideri konumundadır. Ayrıca bu hareket içindeki şahsi ağırlığı da oldukça fazladır. İdari ve siyasi yeteneklerinin ve kararlılığının hiç te azımsanmayacak ölçüde olması nedeniyle mevcut konumunu muhafaza etmesini bilmiştir. Muhtemelen kendisinin hazırladığı konuşmaları kitleleri ve her türlü durumu başarıyla yönlendirme yeteneğine sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Fevkalade gösterişli ve otoriter bir görünüme sahip olmakla birlikte kendisini aşırı vatanseverlik ve dürüstlükten yoksun biri olmakla suçlamak için ortada bir sebep görünmemektedir. ‘’ [1]
27 Nisan 1921
Sir H. Rumbord
İngiliz Yüksek Komiseri
[1] İngiliz Yıllık Raporlarında Türkiye, 1920, Hazırlayan Ali Satan, Tarihçi Kitabevi, 2. Baskı, 2010, İstanbul, s.157-158.
Hits: 19
TÜRKİYE NEREDE BULUNUYOR 12
- 13 Ocak 2018