
İngilizlerin gözüyle Tevfik Paşa.
- 16 Ocak 2018
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 0
Padişah Vahdettin’in kızlarından birinin koyu bir milli mücadele taraftarı olduğunu bilen pek yoktur. Doğrusunu söylemek gerekirse yakın zamana kadar ben de bilmiyordum. İngiliz yıllık raporlarına göre Türkiye, 1920, isimli yayını okurken Tevfik Paşa ile ilgili değerlendirmelerde bir şey çok ilgimi çekti. Meğer Padişah Vahdettin, Damat Ferit Paşa ile birlikte Millî Mücadele’yi bitirmek için elinden gelen her şeyi yaparken Padişah Vahdettin’in Tevfik Paşa’nın büyük oğluyla evli olan kızı İngiliz Yüksek Komiseri ’nin bile kulağına gidecek kadar koyu bir Milli Mücadele taraftarıymış. İngiliz Yüksek Komiseri Sir. H. Rumbor’un 27 Nisan 1921’de İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği ve 1920 yılındaki olayların anlatıldığı raporda Tevfik Paşa ile ilgili olarak yazdığı bilgiler aşağıda sunulmuştur.
‘’Sözüne itibar edilen bir şahsiyet olan Tevfik Paşa, Türklerin siyaset hayatındaki eski kuşak temsilcilerinin en göze çarpanıdır. Paşa yaklaşık 80 yaşındadır. Profesyonel bir diplomat olan Paşa, Berlin eski büyükelçisi olmasının yanı sıra Abdülhamit’in son dönemlerinde uzun yıllar Hariciye Nazırı olarak görev yapmıştır. Nazırlık görevini icra ettiği dönem dış politikanın Babıali tarafından değil, saray tarafından yönlendirildiği bir döneme denk gelmiş olmasına rağmen görevini layıkıyla yerine getirmeyi başarmıştır.
Nisan 1909’daki sözde karşıdevrimi izleyen zor günlerde sadrazam sıfatıyla Babıali’ye çağırılmış, fakat sadrazamlık günleri birkaç haftadan öteye geçememiştir. Aynı yıl yaz mevsiminin başlarında Londra büyükelçiliğine atanmış ve savaşın başladığı tarihe kadar görevini başarıyla ifa etmiştir. Ateşkesin imzalandığı tarihten 12 gün sonra, savaş süresince elini eteğini çektiği siyasete, yeni bir kabine oluşturmak için geri dönmüş ve bu sefer birkaç ay kadar görevinin başında kalmıştır.
O zamandan bu yana, kâh sadrazam adayı, kâh barış heyetinin bir üyesi olarak siyasette bir şekilde hep ön planda olmuştur. Paşa bu mevkie gelmesini, sahip olduğu üst düzey zekâ ve enerjiye değil, yaşının getirdiği tecrübeye, lekelenmemiş ismine, tahta olan sadakat duygusuna ve özellikle sancılı dönemlerde belirli kişiler göreve gelene kadar yönetimi sürdürme kabiliyetine borçludur.
Tevfik Paşa öyle bir yaşa gelmiştir ki, sıklıkla içine düştüğü tutarsızlığının konuyu algılama ve akılda tutmadaki noksanlığından mı, yoksa karakterinin zayıflığı sonucu olarak mı ortaya çıktığını söylemek oldukça güçtür. Paşa’nın gücünün zirvesinde olduğu ve kararlarında akıl ve sağduyunun hâkim olduğu dönemleri geride bıraktığı ve maiyetindeki Millî Mücadele’ye yakın kişilerin fikirlerinden oldukça etkilendiği söylenebilir.
Jön Türkler öncesi dönemi temsil eden neslin sükûnetine ve zarafetine sahip olan Tevfik Paşa’nın eşi aslen Alman’dır. En büyük oğlu padişahın (Vahdettin’in) kızı ile evlidir ve bu iki genç şiddetli bir Millî Mücadele taraftarıdır.[1] ‘’
H. Rumbord
İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri
27 Nisan 1921.
[1] İngiliz Yıllık Raporlarında Türkiye, 1920, Derleyen Ali Satan, Tarihçi Kitabevi, 2. Baskı, İstanbul, 2010, s.151-153.
Hits: 10
ABD TERÖRİSTLERDEN ORDU KURUYOR
- 15 Ocak 2018
Askerler Ölmek İçindir
- 17 Ocak 2018