
MİLLİ MÜCADELE’DE İLK KURŞUN
- 26 Ocak 2018
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 0
MİLLİ MÜCADELE’DE İLK KURŞUNU KİM ATTI?
Millî Mücadele’de ilk kurşun nerde atılmıştır, yani işgalcilere ilk silahlı direniş nerede yapılmıştır diye bir soru sorulduğunda hemen hemen herkes ilk kurşunun İzmir’de Hasan Tahsin tarafından atıldığını söyleyecektir. Ama İzmir işgal edilmeden bir gün önce şehirden ayrılan Kazım Özalp, bölgede uzun yıllar İttihat ve Terakki Cemiyeti temsilcisi olarak görev yapmış olan Celal Bayar ve işgal sırasında şehirde olan bazı kişilerin yayımlanan anılarına bakıldığında Kazım (Özalp) hariç hiçbirinde Hasan Tahsin (Gerçek adı Osman Nevres.) isminin zikredilmediği ve her birinin farklı bir isimden bahsettiği görülmektedir.
Kazım (Özalp) te, Hasan Tahsin’i ilk kurşunu atan kişi olarak değil, ‘’Şehir içinde çarpışmalar olmuş, subaylar, askerler ve halktan birçoğu şehit edilmişler ve bu arada evvelce Backstonlara Romanya’da suikast teşebbüsünde bulunan Hasan Tahsin Recep Bey ve sair tanınmış bazı kişiler de nefislerini ve milli şereflerini müdafaa ederken şehit olmuşlardı.’’ diyerek onu sadece Yunan mezalimine direnen kişilerden biri olarak zikretmektedir.
Yani hiç kimse İzmir’de Yunanlılara ilk kurşunu kimin attığından tam olarak emin değildir. Hapishaneden kaçan bir yağız delikanlıdan, bir çarşı esnafına kadar değişik kişilerin ilk kurşunu attığına dair iddialar vardır. Hasan Tahsin ismi ise bu iddialar arasında yoktur. Hasan Tahsin’in ilk kurşunu atan kişi olduğu çok daha sonraları ortaya atılmıştır ve genel bir kabul görmüştür. Fakat düşmana ilk kurşunu kimin attığı konusu söz konusu olduğunda, İzmir’de ilk kurşunu kimin attığının bir önemi de yoktur. Çünkü işgalcilere karşı ilk silahlı direniş İzmir’de veya Ege Bölgesi’nde değil Hatay’da ortaya çıkmıştır.
Mondros Mütarekesi’nin ardından 3. Kasım’da bir Fransız gemisi İskenderun’a gelmiş ve karaya çıkan Fransız subayları, limanda mayın araması yapılacağını söylemiştir. 5 Kasım’da da İngilizler Limanın işgal edileceğini bildirmişlerdir. Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa birliklerine, eğer İngilizler karaya asker çıkarırlarsa ateşle karşılık verilmesi emrini verdiğinden Mütareke’nin bozulacağından korkan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa bir telgrafla ateş edilmemesi emrini vermiş, Yıldırım Ordular Grubu ile Mustafa Kemal Paşa’nın komutasını vekâleten Ali Fuat Paşa’ya verdiği 7. Ordu’yu lağvetmiştir. Mustafa Kemal Paşa’yı da İstanbul’a çağırmıştır.
Bunun üzerine 9 Kasım 1918’de İngilizler, 10 Kasım 1918’de de Fransızlar İskenderun’a asker çıkararak şehri işgal ettiler. İşte bu Fransız birlikleri daha sonra yeni birliklerle takviye edildi ve ilerlemeye başladı. 11 Aralık 1918’de takviyeli bir Fransız Alayı Dörtyol Kasabası’na geldi. Bu alayda bazı Ermeni askerler de bulunuyordu. Ayrıca, Fransızlar ilerledikçe; Mısır, Lübnan ve Suriye’den silahlı sivil Ermeniler de Fransız ordusunu takip ederek kuzeye doğru ilerliyorlardı.
Fransız birlikleri ve özellikle de Ermeni askerler Dörtyol ve çevresindeki köylerde yaşayan halkın mallarına el koymaya, hakaretler ve işkencelerle halkı canından bezdirmeye başladılar. Bu durumdan mustarip olan Özerli Köyü halkı bu durumu İngilizlere şikâyet ettiler. Bunun üzerine İngilizler Dörtyol’a bir Hint müfrezesi gönderdi.
Fakat bir müddet sonra bir Fransız birliği yeniden Özerli Köyü’ne gitti ve bu birlikteki askerler halka hakaret ettiler. Halk buna karşı koyunca Muhtar Şeyhmuz Zade Mehmet Ağa ve Abdülkadir Ağazade Yusuf Ağa’yı tutuklayarak Dörtyol’a götürdüler ve Fransız İşgal Birliği Komutanı’nın kapısı önünde süngüleyerek şehit ettiler. Bundan sonra bu Fransız müfrezesi Karakese Köyü’ne doğru ilerledi. Bu durumu haber alan köylüler yollara taşlarla barikatlar yaparak mevzilendiler. Fransızlar yaklaşınca da ateş ettiler. 15 Fransız askeri öldü ve Fransız müfrezesi bölgeden kaçarak zor kurtuldu. Bu olayın tarihi 19 Aralık 1918’dir ve işgalcilere karşı yapılan ilk silahlı çarpışma da budur.
Bu olaya rağmen Fransızlar ve silahlı Ermeniler cinayetlerine devam ettiler. Fransız askerleri Kurtkulağı bölgesinde Osman isimli bir genci öldürünce, bu gencin abisi Karahasan, Fransız askerlerine saldırılar düzenlemeye başladı. Dağa çıkan Karahasan, kısa bir süre içinde 300 kişilik silahlı bir çete kurmayı başardı. Fransızlara sürekli olarak baskın ve pusularla zayiat verdiren Karahasan’ın namı tüm bölgeye yayıldı. Bu durum çetesine katılımların daha da artmasını sağladı.
Bunun üzerine İngiliz ve Fransızlar, takip ve tenkil birlikleri kurarak Amanoslar’da Karahasan’ı aramaya başladılar. Fakat 5 Eylül 1918’de Karahasan’ın pususuna düşerek ağır zayiat veren İngiliz ve Fransız birlikleri kurtulmak için dağdan aşağıya kendilerini zor attılar. Bunun üzerine Karahasan’ın ünü daha da arttı ve halk arasında kendisine Hasan Paşa denilmeye başlandı.
Fakat buna rağmen, Sivas Kongresi sonrasında Heyeti Temsiliye tarafından Güney Anadolu’daki işgal altındaki yerlerde teşkilat kurulmaya başlanana kadar örgütlü bir direniş hareketi ortaya çıkmadı. Sivas Kongresi’nden sonra bölge; 13., 3., 20. ve 12. Kolordulara bölüştürüldü. Bunun ardından da Kılıç Ali, Yörük Selim, Tekelioğlu Sinan Bey, Aydınoğlu Tufan Bey gibi takma isimlerle bölgeye gönderilen subaylar vasıtasıyla örgütlü bir silahlı direniş hareketi kurulmaya başlandı.
Dörtyol bölgesindeki silahlı çatışmadan 5 ay kadar sonra ilk kurşunun atıldığı İzmir de ise örgütlü direniş işgalle hemen hemen aynı anda ortaya çıkmaya başladı ve Güney Anadolu’da ilk örgütlü çatışmaların başladığı Ocak 1920’de Ege Bölgesi’nde Ayvalık’tan Denizli’ye kadar olan hatta bir cephe kurulmuş ve binlerce silahlı Kuvayı Milliyeci bu cephede tam zamanlı olarak mevzilere yerleşmişti. Hatta bu direniş Paris Barış Konferansı’nda da ses getirmiş ve İngiliz generali Milne, Türklerle Yunanlılar arasında Milne Hattı diye bilinen bir hat tesis etmekle görevlendirilmişti. Bu başarının arkasında ise Osmanlı Genelkurmayı ve Harbiye Nezareti’nin desteğiyle hareket eden üç albay vardı. Bunlar; Bekir Sami (Günsav), Kazım (Özalp) ve Şefik (Aker) idi.
Hits: 55
MİLLİ MÜCADELE: 26 OCAK
- 25 Ocak 2018
İNGİLİZ KEMAL İZMİR’DE.
- 26 Ocak 2018