
Nikolaos Trikupis’in Acı Sonu
- 9 Şubat 2018
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 4
- Facebook0
- Twitter5
- WhatsApp0
- LinkedIn10
- Telegram0
- Paylaşım
Yunan Generali Nikolaos Trikupis’in Acı Sonu.
Tirikopis deyince muhtemelen çoğu insan kimden bahsedildiğini bilir. Bizim genellikle Tirikopis diye bildiğimiz ve Büyük Taarruz’da üç Yunan kolordusunun güneydeki yarma bölgesindeki kolordunun komutanı olan ve Yunan Küçük Asya Ordusu Komutanı Hacianesti İzmir’de keyif çatarken cephedeki bütün birlikleri sevk ve idare etmeye çalışan Yunan generali Nikolaos Trikupis’ten bahsediyorum.
General Trikupis, Büyük Taarruz’da kolordusunun cephesi yarılmasına ve sonrasındaki 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni (Yunanlılar bu muharebeye Al Viran Muharebesi diyorlar.) kaybetmesine rağmen, kendisini tanıyanlar tarafından o zamanki Yunan ordusunun en başarılı ve yetenekli generali olarak tanınmaktadır.
General Trikupis, meslek yaşamı boyunca meydana gelen tüm Türk-Yunan savaşlarına katılmış, muharebe meydanlarında gösterdiği cesaret ve yeteneğiyle hızla yükselmiş başarılı bir generaldir. Fakat kendisinin katıldığı ve Türklerle yaşanan bu üç savaşın ikisini Türkler kazanmıştır. Bu savaşların sonuncusu olan Kurtuluş Savaşı (Yunanlılara göre Küçük Asya Seferi.) sonunda yapılan Büyük Taarruz ise onun meslek hayatının sonunu getirmiştir. Çünkü genç rütbelerde iken iki defa Türklere esir olmaktan şans eseri olarak kurtulan Trikupis, üçüncü savaşın sonunda Yunan Küçük Asya Ordusu Komutanı olarak Türklere esir düşmüş ve esir olarak bir yıl süreyle Türkiye’de kalmıştır. Şimdi Yunan Ordusu’nun yetiştirdiği önemli generallerden biri olan bu Trikupis’in maceralarla dolu yaşamını anlatmaya çalışacağız.
Trikupis, Yunanistan’daki bir yerleşim yeri olan Misolongi’de (Yunanistan’ın batısında İon Denizi kenarındaki bir yerleşim yeridir.) doğdu. 14 Yaşına kadar burada yaşadıktan sonra buradan ayrılarak 1881-1882 öğretim yılında Pire’deki askeri okula gitti. Buradan da anlaşılacağı gibi kendisi Atatürk’ten 13-14 yaş büyüktür. O dönemde Yunanistan’da askeri okula girenler kesintisiz 7 yıl okuduğu için 1888’de okuldan mezun oldu. Okuldan mezun olduktan sonra topçu sınıfına ayrıldı.
Şubat 1889’da askeri eğitim maksadıyla Fransa’ya gitti. Fransa’da da yedi yıl kaldı. Bu eğitimin ilk yılında 26. Fransız Sahra Topçu Alayı’nda görev yaptı. Ovur ve Serkoti’deki askeri kampta da topçuluk ve atış konusunda uygulamalı eğitim aldı.
Bu eğitim sonunda 1890’da girdiği sınavı kazanarak 1890-1892 yılları arasında Fransız Topçu Tatbikat Okulu’nda öğrenci subay olarak okudu. Bu okuldan sonra Fransız Süvari Tatbikat Okulu’nda eğitim gördü. Bu eğitimin ardından 1893-1895 yılları arasında Paris’teki Fransız Yüksek Harp Okulu’nda (Harp Akademisi) okudu.
Bu sırada meşhur Dreyfus olayı sebebiyle Yunan değil Fransız üniforması giydi. Ülkesine henüz dönmediği için hala asteğmen rütbesindeydi. Diğer öğrencilerin çoğu yüzbaşı rütbesinde olduğundan okulda Trikupis’e Avrupa’nın en yaşlı asteğmeni deniliyordu. Trikupis, bu okulu başarıyla tamamladıktan sonra Yunanistan’a döndü.
1897 yılında Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ve seferberlik ilan ettiğinde Trikupis Nauplion’daki mühimmat deposunda görev yapıyordu. Buradaki tüm subaylar, savaş ilanı ile çok heyecanlanmış ve savaşa katılma arzusu ile dolu olduklarından, o zamanki Osmanlı sınırına çok yakın bir yerde ve savaşın yaşanacağı düşünülen bir bölgede olan Larissa’ya gitmek istiyordu.
Bir süre sonra Trikupis, Larissa bölgesindeki General Nikolaos Makris komutasındaki 1. Tümen’in (kurmay heyetine) karargâhına görevlendirildi. 4 Nisan 1897’de çatışmalar başlayınca en yakındaki çatışma bölgesi olan Boyacı-Tırnova bölgesine gitti. Burada ilk defa çatışma tecrübesi yaşadı. Bu çatışmalarda başlangıçta vurulma endişesi yaşamasına rağmen kısa sürede muharebe şartlarına alıştı.
11 Nisan’da görevli olduğu tümenin karargâhı ile birlikte bulunduğu Kritiri bölgesinde topçu birliklerini bizzat yönetti. Bu sırada Deleria bölgesindeki Yunan savunmasının çöktüğü ve birliklerin dağıldığı haberi gelince Tümen Komutanı durumu öğrenmek için Trikupis’i bu bölgeye gönderdi. Atıyla bu bölgeye yaklaştığında Yunan askerlerinin ve köylülerinin bozgun halinde kaçtıklarını ve Türk süvarilerinin onları kovaladığını gördü.
Türk süvarileri ona doğru yaklaşınca atını ormanlık bir bölgeye sokup saklandı. Türkler gidince Tümen’e geri döndü ve komutanına rapor verdi. Yunan Genel Karargâhı Tümen’in Farsala’ya hareket etmesini emir verince toplandılar. Fakat Tümen Kurmay Başkanı ortadan kaybolduğundan Tümen Komutanı Trikupis’in Kurmay Başkanı yerine geçerek Tümen’e gerekli emirleri iletmesini istedi. 23 Nisan’da Frasala’da bir bölüğün başında demiryolu istasyonunu ele geçirmek için taarruz etti ama Türk ordusu demiryolunu ele geçirmiş olduğundan geri çekildi.
25 Nisan’da Tümeniyle birlikte Dömeke’ye gitti. Tümen komutanı onu keşif için ileri gönderdiğinde Türk süvarilerinin arasında kaldı. Ama süvariler onu görmeyince yine kurtuldu. Dömeke, Derbent ve Furka muharebelerinde Yunan ordusu bozguna uğradı ve 7 Mayıs’ta Lamia’ya kadar çekildi. Tümen komutanı ile birlikte Türklerden kaçan askerleri durdurmak için çok uğraştılar ama hiçbiri durmuyordu. Trikupis silahını çekip tehdit ederek bir miktar askeri durdurmayı başardı. Fakat büyük bir yenilgiye uğrayan Yunanistan ateşkes istediğinden o sırada savaş sona ermişti.
Trikupis Balkan Savaşı’na 3. Tümen Kurmay Başkanı olarak katıldı. Bu savaşta Yenice’nin güneybatısında yüzünden yaralandı. Görice’nin ele geçirilmesi esnasında Tümenle birlikte muharebelere katıldı. Trikupis, 2. Balkan Savaşı’nda da Kılkış, Kelender ve Petsova bölgelerinde Bulgarlarla yaşanan muharebelere katıldı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Selanik’ta görev yapıyordu. Kral ile Venizelos arasında anlaşmazlık çıkıp ta Yunanistan’da biri Krala bağlı olarak Atina’da, diğeri ise Venizelos’a bağlı Selanik’te iki hükümet ortaya çıkınca, Ağustos 1916’dan itibaren Krala bağlı olarak Atina’da görev yaptı. 1918 Şubatına kadar Atina’da kaldı. Mayıs 1918’de Atina bölgesinde görev aldı ve İtilaf Devletlerinin Makedonya Cephesi’ne yaptığı son taarruza katıldı. Üsküp, Priştine, Niş ve Prut bölgelerinin ele geçirildiği harekâtlara iştirak etti. 25 Aralık 1918’de Sofya’ya geldi. Burada 2-3 gün kaldıktan sonra Mayıs 1919’da Görice’de görev yapmaya başladı. Mayıs ayının 15’inde bir Yunan Tümeni İzmir’e çıkmış ve Yunanlıların Küçük Asya Seferi başlamıştı.
Yunan ordusu 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndaki Türk birliklerine taarruz edip darmadağın ettiği ve Bursa dâhil birçok yerleşim yerini ele geçirdiği sırada tümeni Anadolu’ya gitmekle görevlendirildi. Bunun üzerine Temmuz 1920’de 3. Tümenle İzmir’e çıktı ve Manisa’ya geldi. 1 Kasım 1920’de Venizelos seçimi kaybedince Anadolu’daki Yunan Ordusu Komutanlığına Populas getirildi. Bundan sonra da birlik komutanları değişmeye başladı. Trikupis te 3. Kolordu Komutanlığına atandı. Fakat 3. Ordu Komutanı komutayı vermeyince Bursa’da bir binaya yerleşip kendi 3. Kolordu karargâhını kurdu ve birliklere emir vermeye başladı. Bunun üzerine bütün tümen komutanları ondan emir almaya başlayınca eski kolordu komutanı komutayı ona devretmek zorunda kaldı.
Kolordu Komutanı olarak 1. Ve 2. İnönü Muharebelerine katıldı. Bu muharebelerde bir defa atı vurularak öldü ancak kendisine bir şey olmadı. Kütahya-Eskişehir Muharebesi’nden sonra Kral ve Prenslerin de katılımıyla Eskişehir’de yapılan toplantıda güney grubu komutanı olarak görevlendirildi. Burada Sakarya Meydan Muharebesi için ilerleyen Yunan ordusunun güney ve güneybatı yan emniyetini aldı. Sakarya Meydan Muharebesi kaybedilip te Prens Andreos 2. Kolordu Komutanlığı’ndan ayrılınca 19 Eylül 1921’de onun yerine 2. Kolordu Komutanı oldu.
Ekim 1921’de Yunan ordusu kuzeyde 3. Kolordu’dan oluşturduğu birinci grup ve güneyde 1. ve 2. Kolordulardan oluşan ikinci grup olarak ikiye ayrıldı ve güneydeki grubun komutanlığına Trikupis getirildi. Fakat bu sırada Yunan Küçük Asya Ordusu Komutanlığına getirilen Hacianesti Temmuz 1922’de bu teşkilatı bozunca sadece 2. Kolordu Komutanı oldu. Trikupis anılarında Hacianesti’nin kendisinin iki kolorduya birden komuta etmesini kıskandığı içöin bu teşkilatı bozduğunu anlatmaktadır.
Fakat kısa süre sonra başlayan Büyük Taarruz’da muharebeleri İzmir’den idare etmeye çalışan ve Trikupis’in aldığı gerçekten önemli ve uygulanmaya devam edilse Türk ordusunun taarruzunu sıkıntıya sokabilecek olan tedbirleri iptal ederek Yunan ordusunun kısa sürede darmadağın olmasına sebep olan Hacianesti komutanlıktan alınınca, Trikupis ordu komutanlığına tayin edildi. Ama bu sırada o orduyu geri çekerek kurtarmaya çalıştığından ve ülkesiyle tüm irtibatı Türk Süvari Kolordusu tarafından kesildiğinden, o bunu esir düştükten sonra Mustafa Kemal Paşa’dan öğrenebildi. Savaştan sonra da bir yıl kadar esir olarak Türkiye’de kaldıktan sonra ülkesine döndü. Hacianesti yargılanıp kurşuna dizilirken Trikupis suçsuz görülerek hakkında mahkeme bile açılmadı.
Hits: 1024
ÖSO–ÖZGÜR SURİYE ORDUSU–1
- 8 Şubat 2018
Güven KAYA Kitap Fuarında
- 9 Şubat 2018