
AYNI GEMİYMİŞ
- 15 Kasım 2018
- Güven Kaya
- Başlık; Türkiye
- 11
15.11.2018 / ANAKARA
Tutturmuşlar bir “aynı gemideyiz lafı, gidiyorlar.”
Ne aynı gemisi yahu?
Ayrıca ne gemisi bu?
Kuru yük gemisi mi?
Yandan çarklı ada vapuru mu?
Bozkırı en iyi anlatan Cengiz Aytmatov’un “Beyaz Gemisi” mi?
Şarkılarda sözü edilen turuncu gemi mi?
Hep “mutlu son” ile biten aşk gemisi mi?
Hiç batmaz denen ama bir buz kütlesi ile berabere kalınca anında okyanusun dibini boylayan “taytenik” mi?
Bir gece ansızın patlayan ve yarı beline kadar batan, bu haliyle de İstanbul’un uzun yıllar simgesi olan bağımsızlıkçı independeta mı?
Bir sürü Yahudi’nin içine tıkıldığı ve iyi niyet belirtisi babından Küba’ya gönderilen ama ne orada ne de başka bir yerde hiçbir şekilde kabul edilmeyen, o liman benim bu liman senin ortalık yerde gezinen “Lanetli Gemi” mi?
Peynir gemisi mi?
İşkampavya mı, salapurya mı?
Hurda gemi mi?
Nerdeyse hurdaya çıkmak üzere olduğundan kıyılaya kıyılaya giden mavna mı ya da benzeri davranan koster mi?
“Allı yeşilli taka” mı?
Yoksa gemicik mi, ha? Bakın bu olabilir…
Önüne gelen aydını-baydını, sanatçısı-zenaatçısı, akili-akılsızı, hırlısı-hırsızı, zengini-fakiri, yalakası-yulakası, yaşlısı-genci, yalancısı-doğrucusu, namuslusu-namussuzu hep bir ağızdan “aynı gemideyiz” teranesini terennüm ediyor… Ama hep de ayrı makamlardan çıkıyor bu terane terennümcülerin ağızlarından. Çünkü ne dediklerini ve istediklerini bilmiyorlar, laf ola beri gele babından şakıyorlar. Ne yazık ki, bu kervana her geçen gün yeni yeni tipler takılıyor. Hem de akıllı diye bildiklerimizden çıkıyor bunlar. Demek ki devir ona buna sürtünme devri olmuş… Sizi gidi oportünistler sizi.
Yalancılığı ve hırsızlığı insanlık suçu ve tüm suçların anası-babası olarak gören ben, on dakika evvel söylediğini on dakika sonra yalanlayan, her geçen gün şahsi serveti artanlar ile aynı gemide değilim. Olamam da.
Nasıl olabilirim?
Sakarya meydan muharebesinde cepheden kaçan %60’ın olduğu gemide kime güveneceksin? Ya farelerden evvel kaçarlarsa…
Büyük taarruzun asker kaçağı olan %55’in sere serpe yayıldığı gemiyle vatan kurtarmaya gidilir mi? Bunlar bindikleri gemiyi bile kurtaramaz.
Kurtuluş savaşında ölenlerin, kaybolanların karılarına, arazilerine ve mallarına el koyan ve böylelikle zengin olan o dönem hacı-hoca tayfasının osura osura yan gelip yattığı gemide kokuşmuş havayı mı ciğerlerime çekeceğim?
Zamanın en güçlü donanmasını Haliç’e hapseden, İstanbul’da atış talimini bile yasaklayan Anadolu tarihinin gördüğü en korkak ve hain adamına “ulu” lakabını yapıştıran ve onunla kendilerini tatmin eden soytarılarla aynı gemide bulunmak beni de soytarı yapmaz mı?
Pisliğin tekinin yazdığı “Lozan zafer mi hezimet mi” adlı yalan rüzgârını baş tacı edenlerle aynı gemide aynı ufka mı bakacağım?
Lozan güncellenmeli diye ortalıkta gezinenlere “o zaman, buyurun, Sevri uygulayalım” dendiğinde bize “Sevri dayatıyorlar” diye ağlaşanlarla aynı güvertede volta mı atacağım? Lozan’ı beğenmeyenin önüne Sevrin konacağını ayırt bile edemeyen adamların salya sümük hallerine mi tanık olayım?
Ülkenin en iyi yetişmiş kadrolarına kumpas kuranlarla aynı gemide neyi planlayacağım?
Ülkenin tüm üretim alt yapısını yandaşlarına ve yabancılara beş-beleşe peşkeş çekenlerle aynı gemide ne gibi gelecek planları yapılacak?
Kendilerine çekilen peşkeşleri kendi malları gibi yiyenlerle ve sahiplerine sürekli yalvarıp yakaranlarla aynı gemide ne gibi fikir üreteceğim?
Verilen her ihalede ortaya çıkan yolsuzlukları yapanların doldurduğu gemide ceplerime sahip olmanın dışında ne gibi bir eylemim olabilir?
Yahudi düşmanlığı ile oy toplayan ama Yahudilerin madalyalarını takan gizli Yahudi sevicilerle ve onların şakşakçıları ile aynı gemide neyi paylaşacağım?
Ege adalarını Yunana kaptıran, hakkımız olan yerlerde başkalarının doğalgaz ve petrol aramalarına gık çıkarmayanlarla aynı gemide aynı ufka bakamam.
Güpegündüz İstanbul’un en orta yerinde bir adamın kesilmesine seyirci olan ve bu cesetten nemalanmaya çabalayanlarla aynı gemide bulunduğumuz yeri nasıl kestireceğiz?
Sekstant dediğimde seks tanrısı anlayanların rotası olur mu?
17/25 Aralığın hesabını veremeyenlerle aynı gemide neyin hesabını yapacağız?
Bir hırsız İranlıya paspas olanlarla ne gibi oluşumları tasarlayacağız?
Keriz feneri davasını bir oldubitti ile kapatanlarla aynı gemide neyi dürüstçe konuşacağız?
Milletin parasını belirli garantilerle yaptırılan yol, köprü ve hastanelerle yap-işlet-devretçilere peşkeş çekenlerle aynı gemide olmanın neresi çekici? Ya o gemi de yap-işlet-devret modeliyse; eyvah eyvah.
Stratejik derinlik diyerek en derin yere batıp boylu boyunca uzananlarla aynı gemide hangi derinliğe erişilir?
Komşularıyla iyi geçinemeyenlerin doluştuğu gemide kamara kapma yarışına mı gireceğim?
Son 16 yılda önceden hiç olmadığı kadar sivil vatandaş katledildi. Buna seyirci olanlarla hangi sivil hakları konuşacağım? Aynı vakalar o gemide de olursa, ne olacak?
Aklı, bilimi, vicdanı, ahlakı yok sayanlarla ne gibi bir ortak yanım var da aynı gemide olayım?
Ülkeyi borç batağına sürükleyenler, o gemiyi sizce nereye sürükleyecek? O gemiye binmeyi istediğinizden emin misiniz? İlk karanlıkta en iyi olasılıkla kıçtankara olursunuz.
2002 yılında iktidar olup da ülkenin hava savunmasının olmadığını 2012 yılında öğrenenlerin maksatlarının ülkeyi yönetmek ve sorunlarına çözüm bulmak olmadığı, dertlerinin kendi “bağzı” sorunlarını çözmeye yönelik olduğu her hallerinden bellidir. Bu sadece bir örnek, daha onlarca var böyle. Bu gibilerle aynı gemide olmak bana ne sağlayacak?
Türküm diyemeyen, Atatürk milliyetçisi olamayanlarla hangi olaylarda “kader birliği” edeceğim?
Aynı gemideyiz lafını ülkeyi bu hale getirenler çıkardı. Maksatları, toplumun içinde hala diri kalabilmiş yetenekli, bilgili muhtemel yolcuları gemiye bindirip onların yardımı ile kendilerini kurtarmaktır. Böyleleri ilk durgun denizde yine eski haline dönerler ve gemi batmaya başlar. Huylu huyundan vazgeçmez bir Anadolu atasözüdür. Biline.
Sorunları yaratanlardan sorunlara çözüm beklemek akılsızlar özgüdür. Aynı şekilde gemiyi karaya oturtanın gemiyi yüzdüreceğini sanmak da… Bu da biline.
Benim gemimin omurgasında dürüstlük yazar.
Kerestesi doğrulukla işlenmiştir.
Çalma, çırpma, çıkma malzeme ile yapılmamıştır.
Ödünç alınan bir tek çivi bile yoktur.
Ser direği ahlak ile doğrulmuştur ve kırılmaz.
Yelkenleri tutulan sözlerden yapılmıştır, asla yırtılmaz.
Her havada gider,
En derin yere demir atar.
Kimseyi yedeklemez kimseye de yedeklenmez…
Tayfası birbirleri için beraber mücadele ederek özgür kalanlardan oluşur.
Seyir defterinde yolsuzluk yazmaz.
Rotasında insan hak ve hürriyetleri vardır
Ve
Kaptan köşkünde akıl-bilim-vicdan bulunmaktadır…
Heyamolaaaaaaaaa
Paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)