
NGO (Non Govermental Organizaton) Nedir? – 5
- 26 Aralık 2018
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; Küresel Sorunlar
- 3
5. Sonuç ve öneriler.
NGO’ların geçmişi oldukça eski dönemlere dayanmakla birlikte, Soğuk Savaş’ın ardından yaşanan globalleşmenin etkisiyle bu örgütlerin miktarı ve etkinlikleri hızla artmaya başlamış ve günümüzde hemen her ülkede ve her alanda faaliyet gösterir hale gelmişlerdir. Bu sebeple NGO’lar, uluslararası ilişkilerde ve hatta birçok ülkenin iç politikaları üzerinde oldukça etkili bir aktör haline gelmişlerdir.
Bu durumun NGO’ların, globalleşme kadar son yıllarda hızla gelişen iletişim teknolojilerinden faydalanarak etkinliklerini artırmalarından da kaynaklandığı söylenebilir. Çünkü bu teknolojik gelişmelerin etkisiyle dünya daha küçük bir hale gelmiştir.
Globalleşme ve iletişim imkânlarının artmasının ortaya çıkardığı gelişmeler, bazen devletlerin etkilerinin zayıflamasına ve ortaya çıkan yeni uluslararası ve ulusal sorunların yarattığı boşlukların NGO’lar tarafından doldurulmasına uygun ortamlar yaratmıştır. Bunun da etkisiyle başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve bağımsız devletler, ister istemez bazı projelerin hayata geçirilmesinde NGO’lara bağımlı hale gelmişlerdir.
Bunun bazı temel sebepleri şunlardır:
NGO’ların kazandığı ciddi kamuoyu oluşturma gücü, hükümetler, uluslararası kurumlar ve şirketler üzerinde etkili olabilmelerine imkân sağlamaktadır.
BM anlaşmasının 71. Maddesi ile Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 1996/1 sayılı kararı ile belirli şartları taşıyan NGO’lara istişari statü verilmesi bu örgütlere resmi bir nitelik kazandırmıştır.
NGO’ların esnek bir yapıya sahip olmaları, gündemlerini kendilerinin belirlemeleri, bunu hızla yapabilmeleri ve çok sayıda uzmanı ve kamuoyunda popülerliği olan kişileri bünyelerinde barındırmaları sebebiyle bu derneklerin faaliyetleri tüm dünya çapında geniş bir destek bulabilmektedir.
Genellikle bağımsız devletlerin yapamadıkları veya yapmayı istemedikleri faaliyetleri yürütmeleri NGO’ların popülaritesini oldukça artırmıştır.
NGO’lar genel olarak tarafsız ve ayrıca faaliyet gösterdikleri alanlarda deneyimli olarak görüldüklerinden geniş kitleler tarafından kabul görme açısından doğal bir avantaja sahiptirler.
Çatışmaların veya doğal afet vb. önemli sorunların yaşandığı bölgelerde BM veya ev sahibi ülkelerle protokoller imzalayarak ihtiyaç duyulan yardımı hızla ulaştırabilmektedirler.
Bu bölgelere götürdükleri insani yardımlar konusunda çoğu zaman, bağımsız devletler ve uluslararası kuruluşlardan daha etkili olabilmekte ve götürdükleri yardım miktarı bunların götürdüğü yardım miktarını aşabilmektedir.
NGO’lar çok çeşitli kaynaklardan finansman sağladıklarından, genellikle kaynak sorunu yaşamamaktadırlar.
Bu imkân ve kabiliyetler, NGO’ların oldukça güçlenmesine ve bazı devletlerin bunları faydalanılacak birer vasıta olarak görülmesine sebep olmuştur. Bu sebeple, bağımsız devletler tarafından birçok NGO kurulmakta ve desteklenmektedir.
Bu NGO’lar, kendilerini destekleyen devletler tarafından, kendi milli çıkarları doğrultusunda kullanılmakta veya en azında bu yönde faaliyet gösterecek şekilde yönlendirilmektedir.
Bu faaliyetlerin başında stratejik istihbarat temini gelmektedir.
Ayrıca globalleşmenin siyasi ideolojisi olarak kabul edilen demokratikleşme adı altında yerel kimlikleri geliştirmek ve yeni yerel kimlikler oluşturmak gibi faaliyetler de yapılmaktadır.
Bu çabalar, ulus devletlerin bütünlüklerini tehdit eder hale gelmiştir.
Globalleşmenin siyasi ideolojisi demokratikleşme ise, ekonomik sistemi de liberalleşmedir. NGO’lar liberalleşmeyi yaygınlaştırarak her ülkede dünya pazarlarına ulaşma fikrini yaygınlaştırmakta ve bu maksatla güçlü ekonomilere sahip devletler ve çokuluslu şirketlerle işbirliği içinde hareket etmektedirler.
NGO’ların faaliyetleri tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkilemekte ve aynı anda hem bazı tehditler ve hem de bazı fırsatlar ortaya çıkarmaktadır.
Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti, kendisine zarar verebilecek NGO faaliyetlerini yakından takip etmeli ve bunların olumsuz etkilerinin önüne geçebilmek için tedbirler geliştirmelidir.
Bunun için öncelikle hangi NGO’ların faaliyetlerine dikkat edilmesi gerektiği tespit edilmelidir.
Bu konuda, devletin farklı kurumlarındaki organlar bilgi toplayabilir. Bununla birlikte bir NGO’nun hangi amaçla faaliyet gösterdiğini anlamanın çok basit bir yöntemi bulunmaktadır.
Bu yöntem, NGO’ların kimin tarafından kurdurulduğunun ve kimin tarafından finanse edildiğinin tespit edilmesidir. Bir NGO kimin tarafından finanse ediliyorsa, muhtemelen onun çıkarlarına hizmet ediyordur demek sanırım yanlış olmayacaktır.
NGO’ların finansman kaynakları genel hatlarıyla şu şekilde ifade edilebilir.
a. Gönüllü şahısların yaptığı insani amaçlı yardımlar.
b. Diğer uluslararası yardım kuruluşları.
c. Firmaların promosyon adı altında yaptığı malzeme yardımları.
d. BM’nin insani yardım için ayırdığı fonlar.
e. Bazı devletlerin sağladığı ekonomik destek ve fonlar.
Bu kaynaklara bakıldığında, öncelikle bağımsız devletler tarafından veya bu devletlerin kontrolündeki fonlar tarafından desteklenen NGO’lara dikkat edilmesi gerektiği açıktır. İkinci olarak, bazı şirketlerin veya bağımsız görünümlü fonların (SOROS gibi) desteklediği NGO’lar önem arz etmektedir. Bununla birlikte diğer NGO’ların faaliyet alanları, bu NGO’larda çalışan kişiler ve bu kişilerle NGO’ların kurumsal olarak kimlerle ilişki içinde olduğu da önemle üzerinde durulması gereken hususlardır.
NGO’ların olumsuz etkilerinden korunmak için tedbirler geliştirirken bir yandan da NGO’lardan faydalanmak için bazı çalışmalarda bulunmak önemlidir.
Bunun için Türkiye merkezli NGO’lar kurdurulması veya mevcut NGO’lardan uygun olanların desteklenmesi, bunların uluslararası alanda etkili hale getirilmesi ve BM gibi kuruluşlarda kabul görmesine çalışılması önemli bir adım olacaktır.
Dünyada mevcut NGO’lar tespit edilerek, bunlardan uluslararası alanda yapılacak etkinliklerde işbirliği yapılarak faydalanılması da önemlidir.
Her şeyden önemlisi, Türkiye merkezli NGO’ların kurulması ve diğer NGO’larla uygun ilişkiler kurulması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve NGO’larla ilişkilerde uyulacak genel ilkelerin tespit edilmesidir.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyetinin karar alıcı ve uygulayıcı devlet organlarında NGO danışma mekanizmaları oluşturulması da faydalı bir uygulama olacaktır.
En önemlisi de, uluslararası alanda (afetlere yardım, çatışmaların önlenmesi, barış gücüne destek vb. alanlarda) faaliyet gösterecek olan Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının, bu faaliyetler sırasında NGO’larla nasıl bir ilişki içinde olacağının merkezi olarak belirlenmesi, bu faaliyetlerde görev yapacak olan personelin uygun şekilde talimatlandırılması ve eğitilmesi gerekmektedir.
Hits: 21
NGO (Non Govermental Organizaton) Nedir? – 4
- 25 Aralık 2018