
Cumhuriyetin İlk Yıllarında İç İsyanlar: 4. Bölüm
- 9 Ocak 2019
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 2
Raçkotan ve Raman Bölgesi Ayaklanması (9-12 Ağustos 1925)
İç İsyanları tarih sırasına göre yayınlamaya devam ediyoruz. Ancak, Şeyh Sait, Seyyit Rıza ve Ağrı İsyanları Cumhuriyetin İlk Yıllarında meydana gelen en kapsamlı ve tehlikeli isyanlar olduğu için bu üç isyan hakkında daha geniş bir yazı hazırlamayı planlıyoruz. Bu sebeple bu isyanlarla ilgili yazılarımızı en sonda yayınlamaya karar verdik. Şimdi, 2. Bölüm’de anlattığımız Asi Resul Ayaklanması ve 3. Bölüm’de anlattığımız Nasturi İsyanı’nın ardından Şeyh Sait İsyanı’nı atlayarak Raçkotan ve Raman Bölgeleri Ayaklanması hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Şeyh Sait İsyanı bastırıldıktan sonra güvenlik güçleri tarafından, tedip harekâtından kaçarak kurtulan bir miktar isyancının bazı aşiretlere sığındıkları ve bu aşiretler tarafından gizlendikleri haberleri alınmaya başlandı. Bunun üzerine, durumları ve tarafları belli olmayan bazı aşiretlerin ellerindeki silahların toplanmasına karar verildi. Bunun için hükümet, kanun kaçaklarının yakalanması, silahların toplanması ve devlet otoritesinin yerleştirilmesi için bir karar aldı.
Bu sırada özellikle Beşiri, Siirt, Garzan, Silvan ve Diyarbakır bölgelerinde bulunan Raçkotan, Garzan, Raman ve Bükran aşiretlerinin devlete karşı fiili harekete varan bir itaatsizlik içinde olduğu görülüyordu. Bu sebeple öncelikle bu aşiretler bölgesine bir tedip harekâtı yapılması için planlama çalışmalarına başlandı.
3. Ordu Müfettişliği; Siirt, Garzan, Silvan ve Diyarbakır’da bulunan 4 piyade alayı ve 4 dağ bataryasını bu aşiretlere yönelik olarak tedip harekâtı icra etmekle görevlendirdi. Bu birliklerin icra edeceği harekât, 2. ve 41. Tümen Komutanları tarafından sevk ve idare edilecekti.
Bu teşkilatlanma tamamlandıktan sonra hazırlanan plana göre; harekâta 19. Alay ve 12. Alay tarafından Beşiri üzerine, 1. Alay tarafından Pençiyan istikametinde ve Raman aşireti üzerine, 6. Alay tarafından ise Garzan ve Haro’dan Raçkotan aşireti üzerine yürünerek başlanacaktı.
Ayrıca, Sason bölgesini Muş’taki 12. Tümen’den bir kuvvet kapatacak, asilerin Dicle Nehri’ni geçerek güneye kaçmalarına engel olmak için de bir piyade taburu ve bir süvari bölüğü nehrin güneyini tutacaktı.
Harekât herhangi bir çatışma yaşanmadan planlandığı gibi başladı. Halktan herhangi bir direniş görülmediğinden köylerde silah araması yapmakla yetinildi. Ancak Raman aşireti reisi Emin ve 50 silahlı adamı güvenlik güçlerine direndiler. Güvenlik güçlerine ilahlarını teslim etmediler.
Fakat çok sayıda askeri birlikle silahlı mücadeleye yetecek gücü ve cesareti kendilerinde bulamadıklarından Dicle Nehri’ni geçerek güneye kaçtılar. Bunun üzerine Nusaybin’den bir piyade bölüğü kaçakların önünü tıkamakla görevlendirildi. Dicle Nehri güneyini örten bir piyade taburu ve bir süvari bölüğü ise kaçakları takip etmeye başladı.
Emin ve adamlarına karşı bu harekât icra edilirken tedip harekâtı yapılan bölgede de askerlerle bazı küçük silahlı gruplarla arasında çatışmalar yaşandı. Ama bu çatışmalar, genel bir isyan haline gelmeden hızla etkisiz hale getirildi. Bölgede mevcut silahlı gruplar etkisiz hale getirilip silah toplama işlemi de tamamlanınca 12 Ağustos 1925’te harekât sona erdi. Birlikler olaysız bir şekilde kışlalarına döndüler.
Hits: 155
Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İç İsyanlar: 3....
- 7 Ocak 2019
Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İç İsyanlar: 5. Bölüm
- 10 Ocak 2019