
Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İç İsyanlar: 13. Bölüm
- 15 Şubat 2019
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; MGM Tarih
- 4
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
Menemen olayı, Cumhuriyet tarihinin en acı olaylarından biridir. Yunanlıların İzmir’e asker çıkarmalarının hemen ardından işgal ettikleri Menemen, Yunan işgalinde en büyük acıları ve katliamları yaşayan yerleşim yerlerinin başında gelmektedir. Bergama’da Kuvayı Milliye’nin baskınıyla büyük zayiat veren Yunan taburunun kaçıp geldikleri Menemen’de uğradıkları bozgunun intikamını silahsız Menemenlilerden çoluk çocuk demeden en vahşi bir şekilde almaları bugün bile hatırladıkça insanın tüylerini diken diken eden bir manzarayı göz önüne getirmektedir. Fakat Cumhuriyet’e en önemli meydan okumalardan biri de maalesef burada yaşanmıştır.
Kendisini Mehdi diye tanıtan (FETÖ gibi günümüzde yaşayan sapıkların da kendilerini mehdi diye görmeleri, bu mehdilik anlayışının ne kadar tehlikeli bir husus olduğunu açıkça göstermektedir.) ve Nakşibendi tarikatından olan Derviş Mehmet isimli bir yobaz ve kendisi gibi geri kafalı altı arkadaşı 23 Aralık 1930’da Menemen’e geldiler.
Daha önceleri Manisa’da dervişlik görüntüsü altında halkı aldatmaya çalışan ancak istedikleri kadar etkili olamayan bu şahıs ve arkadaşları, sabah namazı vakti camiye girerek cemaati ve etraftan toplanan insanları kendileriyle birlikte hareket etmeye çağırdılar.
Üzerinde dini semboller ve yazılar bulunan bir bez parçasını sancak diyerek hükümet konağının önüne tekbirler getirerek diktiler. Burada halka yaptığı konuşmada, Derviş Mehmet kendisinin mehdi olduğunu ve ülkeye şeriat getireceğini söyleyerek herkesi kendi sancağı altında toplanmaya çağırdı.
Bu konuşmaları dinleyenlerden bazıları ne oluyor diye merak ettiğinden, bazıları da söylenenlerden etkilendiğinden, hükümet konağı önünde büyük bir kalabalık toplandı. Bu olay haber alınınca, Asteğmen Kubilay; olaya müdahale etmek, kalabalığı dağıtmak ve elebaşıları yakalamak üzere müfrezesiyle birlikte olay yerine gönderildi.
Olay bölgesine gelen Kubilay, halka dağılmalarını ve elebaşılara eylemlerinden vazgeçmelerini söyledi. Fakat asiler ateş ederek Kubilay’ı yaraladılar. Bunun üzerine isyancılardan biri hemen onun yanına gitti ve cebinden çıkardığı bıçakla Kubilay’ın başını kesti. Kesik başı elindeki sopaya takmaya çalışırken diğer asiler hep bir ağızdan tekbir getiriyorlardı. Ne yazık ki halkın arasından bazıları da bu olayı alkışlayarak destekliyordu.
Bunun üzerine olay yerine gönderilen askeri birlikler ve jandarma ile asiler arasında kısa süreli bir çatışma yaşandı. Bu çatışma sırasında Derviş Mehmet ve iki arkadaşı ölü, iki arkadaşı da yaralı olarak ele geçirildi. Kaçan diğer iki kişi ise iki gün sonra yakalandı.
Bu olay Tüm ülkede büyük bir şoka sebep oldu. Hükümet derhal sıkı tedbirler alarak bu tedbirleri uygulamaya koydu. Yapılan araştırma sonucunda bu olayın bölgesel bir olay olmadığı, organize bir küçük grup tarafından gerçekleştirildiği ve amaçlarının Cumhuriyeti yıkmak olduğu anlaşıldı.
Bunun üzerine Menemen, Manisa ve Balıkesir’de bir ay süreyle sıkıyönetim ilan edildi. Olay TBMM ve bütün ülkede şiddetle kınandı. Olayla ilgili kişiler tespit edilerek mahkemeye verildiler ve layık oldukları cezalara çarptırıldılar.
Olaydan sonra Atatürk, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’ya bir taziye telgrafı göndererek suikastçıları lanetledi. Asteğmen Kubilay’ı ise şehit olarak takdirle andı.
Not: Bu olayı bana küçükken dedem de anlatırdı. Dedemden dinlediğime göre, Atatürk bu mahkemeler sırasında Manisa’ya gelmiş ve bunun üzerine yetkililer olayın üzerine daha ciddi bir şekilde gitmişler.
Hits: 33
HELİKOPTER KAZASI
- 12 Şubat 2019
MEZARINI DERİN KAZ
- 17 Şubat 2019