
EKONOMİK SOSYAL VE ESTETİK YAŞAMI İNŞA EDECEKSİNİZ[1]
- 17 Haziran 2019
- Güven Kaya
- Başlık; Türkiye
- 12
- Facebook10
- Twitter10
- WhatsApp0
- LinkedIn5
- Telegram0
- Paylaşım
İMRALI GÖRÜŞMELERİ – 5
17.05.2019 / ANAKARA
Katılanlar: Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan
Konular: İmralı-Kandil hattındaki karşılıklı mektuplar, meclis çalışması, kadın, hükümetle görüşmeler, Kandildekilerin görüşme isteği,
…
A. Öcalan: … Sayın Süreyya, Kandil’e siz gittiniz. (Pervin’e dönerek) Siz de Avrupa’ya gittiniz. …
S. S. Önder: …Kandil’den bir heyetin sizinle doğrudan görüşmesini önemli buluyorlar. Bunu iki acıdan istiyorlar: Birincisi size olan özlemleri, İkincisi gerilla üzerinde olumlu etki yaratacağı düşüncesi. Ben de döner dönmez bu durumu Sadullah beyle görüştüm. Bu hemen yapılamayacaksa, gerillaya doğrudan hitap eden bir görüntülü ses kaydının da şimdilik kaydıyla olabileceğini aktardım. Sadullah bey Kandil’den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi.
Yorumum: Şimdilerde her önüne gelene “terörist, hain” diyen iktidar partisine bakar mısınız? Gerçek teröristleri Kandilden İmralı’ya getirip, o gerçek teröristlerin gerçek başkanı olan adam ile görüşmelerini sağlamayı uygun buluyorlar. Bir de diyorlar ki terörle mücadele ediyoruz.
A. Öcalan: … Bunu heyetle görüştüm. Zaten biliyorsunuz, benim de bu yönde bir talebim ve mutabakatım vardı. Bunun için devlet kararı gerekli. … Birinci aşama bittikten sonra belki. Bu, Meclis çağrısı olacak dedik ya, talep doğru ama zamanlama erken. Şimdi olmaz. İkinci aşamada bunlar olacak zaten.
…
A. Öcalan: Cemil’in sağlığı nasıl?
S. S. Önder: Ben kendisine sağlığı nasıl diye ayrı olarak sordum. Bir disk ameliyatı geçirdiğini ve sağlığının gayet yerinde olduğunu söyledi.
Yorumum: Sözüm ona teröristler Kandil’de çok kötü şartlarda yaşıyorlar. Cemil Bayık disk ameliyatı geçiriyor, sizce nerede oldu dersiniz?
A. Öcalan: Kadınları gördünüz mu? Kadınlar ne kadar yetkinler? (Sırrı’ya dönerek) Sen ayrıca görüştün mü?
S. S. Önder: … Zaten Ronahi ve Sülbüs arkadaşlar da biri genişletilmiş katılımlı, diğeri dar olmak üzere iki toplantı yapmamızın yerinde olacağını söyleyince bu görüşmeleri gerçekleştirdik. Onların alanına gittik.
A. Öcalan: Onların ayrı karargâhı mı var?
S. S. Önder: Ayrı dağları bile var.
…
S. S. Önder: Sayın Başkanım, kadınlarla olan toplantıya sizin “büyük siyasal düşünceyi örgütleyememek, bu bizim yeni hastalığımız” tespitinizle başladım. Gerilla mücadelesinin bir ölüm kalım aralığında yürüdüğünü, bunu kadınların en üst düzeyde gerçekleştirdiğini, birçok şeyle aynı anda mücadele etmek, aynı anda savaşmak zorunluluğunun kadın üzerindeki yetkinleştiriciliğini anlattıktan sonra, yeni döneme dair beklentilerini de en yetkin bir şekilde ve bu tarihsellikten dolayı en çok kadınlardan beklediğinizi belirttim. …
…
P. Buldan: Öncelikle özel selam, saygı ve bağlılık sözleri var. KJB bir çatı örgütü. Dört bileşenden oluşuyor. PAJK, YJA, YJA STAR, Genç kadın. Yedi kişilik koordinasyonu var. KCK Yürütme Konseyi Başkanlığında yer alan iki kadın aynı zamanda KJB’de yer alıyor. PKK Koordinatörlüğünde üç kişiden biri kadın. Beş kişilik HPG Komutanlığında iki kadın var. Öngördüğünüz eşbaşkanlık sistemi için hazırlıkları olacak. …
…
A. Öcalan: Yani yaptığım görevlendirmeleri uygun görmediklerini söyleyebilir misin?
S. S. Önder: Bu da tam durumu yansıtmaz Başkanım, Sizin önerilerinizi uygulama kararlılığı içerisindeler. Fakat meseleyi bağlamak kabilinden bir gözlemimi aktarıp bir öneride bulunmak istiyorum,
A. Öcalan: İyi olur.
S. S. Önder: Bence bu yürütme iyi bir uyum içindedir. Koordinasyonları ve pratikleri verimli gözükmektedir. Çok sıkıntılı bir dönemden bu hareketi bu günlere taşımış olmak gibi çok görünür bir başarıları vardır. Bence bu yapıya dair tasarruflarda bulunurken, esas olarak yapının kendi önerilerini almak daha verimli bir yöntem olmaz mı? Önerileri kendi içlerinde demokratik ve katılımcı bir süreçten süzülerek geldiği için bunu önerebiliyorum.
A. Öcalan: Çok doğru. Tamam, öyle yapalım. Kendi önerilerini alalım. İsterlerse hiç değişiklik yapmayabilirler. Fakat HPG bu dönemde önemlidir. O yüzden ısrar ediyorum. …
…
A. Öcalan: …Kongra Gel önemlidir. Kongreyi toplayana kadar kadın eşbaşkanlar fiili olarak görev yapabilirler, bir anlamda aday gibi çalışabilirler, ama fiilen eşbaşkanlık konumunda olmalılar. …
…
P. Buldan: Bazı kaygıları var. Akil İnsanlar Komisyonu kurulurken bizimle çok ortaklaşılmadığını belirtiyorlar. Ayrıca ikinci aşamaya geçiş sizin konumunuz düzeltilmeden olmamalı diyorlar. Koruculuk meselesinin de önemli olduğunu söylediler. Avrupa’dan bir gözlemci heyete ihtiyaç var mı diye sormamı istediler. Konferans hazırlıklarına da hemen başlayacaklarını ifade ettiler.
A. Öcalan: Yabancı heyet, koruculuk ve benim koşullarım ikinci aşamaya geçerken konuşulacak ve çözülecek. …
Yorumum: Oysa o bölgede yaşayan birinin peşmerge, korucu veya terörist olması “an” meselesidir. Buradaki an iki tarla arasındaki sınır ve en küçük zaman birimi olarak alınmalı. Her ikisinde de bölgenin gerçeği değişmiyor. Bölgedeki meselelere bakarken bu “an” durumuna dikkat edilmelidir.
…
A. Öcalan: Buraya gelecek olan heyetleri yazdırayım. 1- Kandil heyeti. 2- Akademisyenlerin de aralarında bulunduğu bir danışma kurulu oluşturacağım, onlar gelip gidecek. 3- Akil İnsanlar gelecek.
Yalnız bu kurulun bir Başkanının olması gerekir, Bölgelerin Başkanları var, ama hepsinin bir Başkanı olmalı. Bu kurulun ayrıca bir Başkanı olmalı. Başkansız olması gülünç, bunu kendisine de söyledim.
4- Parlamentoda yeni kurulan komisyonun üyeleri. 5- Sivil toplum. 6- Medya. 7- AB bünyesinden birileri. 8 -Geniş aile ve dostlar. 9- Bu dörtlü konferansın temsilcileri. 10- Güney heyeti.
S. S. Önder: Kürt isminin anayasada geçmesinin önemi, referandum ile bağlantısı ve AKP’nin Türk milleti kavramını yeniden gündeme getirmesi karşısında Kürt halkında oluşan tepki bir arada düşünüldüğünde, Kandil’in bu talebinin gerçek hayatta önemli bir karşılığı var. …
A. Öcalan: İkinci aşamada bunlar hep konuşulacak. Nasıl vücutta belkemiği olmadan olmazsa, bu da anayasada olmazsa olmaz. Aksi takdirde ajan anayasası olur. Ama bunun yolunu, yöntemini ve zamanlamasını bulacağız. Demokratik siyaset böyle olacak. Demokratik hukuk ve anayasayla olacak.
…
A. Öcalan: … Ankara Konferansı tarihidir. Siyasetin temelini atacağız. Devlet Mustafa Suphi’lere yaptığını yapamayacak. Silahlar susacak, demokratik siyaset konuşacak, icra edilecek. Bunu Başbakan söyledi, Geri dönemez, cayamaz. Söz verdi, cayarsa isyan çıkacak, kıyamet kopacak. CHP’nin durumu ortada. Türkiye Solu için bu bir fırsat. Üç blok var: AKP bir blok, MHP-CHP bir blok, emekçiler-sosyalistler bir blok. …
S. S. Önder: İkinci bir konferans aktarımım Güney’le ilgili olacak, Neçirvan Barzani ile görüştük, Kandil’in de görüşmeleri olmuş. Öncelikle sizi Kürdistan Hükûmeti adına resmi olarak selamladı. Bu konferansın yeri ve zamanının geldiğini söyledi. Bu konferansa hazırlık için ortak bir komisyon oluşturulmasını önerdi, Hevler’de YNK temsiliyeti olarak da Kürdistan Parlamentosu Başkanı Sayın Bayiz’i ziyaret ettik. Selamlarınızı ilettik. Onun da size Kürdistan Parlamentosu adına selamları var. Birkaç önerisi var. Bütün BDP’li vekilleri resmi olarak Kürdistan Parlamentosuna davet etmek ve orada bu süreci selamlamak istiyorlar. Ayrıca Kürdistan Parlamentosundan oluşacak bir karma parlamenter heyetinin de Türkiye’ye gelip BDP’nin davetlisi olarak sürece güç vermek adına temas ve girişimlerde bulunmak istiyorlar. Aslında bunda geç kaldıklarını itiraf ediyorlar. Oradaki konferans hazırlığı sanırım çok etkili ve verimli yürüyecek.
A. Öcalan: Onların hükûmetini, parlamentosunu eskiden çok eleştirdim. Komplo kırılırsa onların üzerindeki komplo da kırılır, Tarihi gelişmeyi onlarla yaşamak istiyorum. Misak-ı Milli bozuldu, biliyorsun. Benim buna yüklediğim yeni anlamı anlamıyorlar. Misak-ı Milli’ye bir emperyal hadise gibi bakmıyorum, demokratik ulus modelinde yaklaşıyorum. Benim Demokratik Ulus Çözümü adlı kitabımda anlattığım gibi. Onu herkes yeniden okumalı. Gençler, sizin kadın meclisiniz, (Pervin’i kastederek) sen, hepiniz okumalısınız, bir değil iki defa okumalısınız. Ayrıca Goran Hareketi’nden Nuşirvan’a özel selamımı götürün. KDP, YNK aslında iyidirler. Konferans onların statüsünü geliştirecek. Ben onları da, tüm Ortadoğu halklarını da düşünüyorum. Hepsine selamlar.
Yorumum: Misakı Milliye daha önceki bölümlerde bakmadığı gibi bakıyor. Bunun ipi ile kuyuya inenler bunun ikiyüzlü davranışlarını biliyor mu? Yoksa kendileri de mi ikiyüzlü davranıyor?
…
S. S. Önder: Sizin Suriye hakkındaki serzenişlerinizi Kandil’le paylaştık. İşin doğrusu büyük bir üzüntüyle size şunları aktarmamızı istediler: Ta Tunus baharı başladığında meselenin Suriye’ye ve tüm Ortadoğu’ya olası yansımalarını hesapladıklarını, onunla eşzamanlı bir pratik geliştirdiklerini, sizin demokratik özerklik perspektifi temelli yaklaşımınızı hiç elden bırakmadıklarını, alan özgünlüğü bahsinde çok başarılı yürüdüklerini, şu anda on bin, on beş bin arasında bir gücün orada bulunduğunu, bunu çok kısa bir zaman içerisinde yirmi binli rakamlara doğru evirebileceklerini aktardılar.
A. Öcalan: Tabii otuz bin de olabilir, kırk bin de olabilir. Peki, Haseke hakkında söylediklerimi aktardın mı, ne düşünüyorlar?
S. S. Önder: Aktardım, Süryaniler ve diğer yapılanmalar ve Haseke’nin jeostratejik konumu ve bunun önemi hakkında önemli bir farkındalıkları var. İşin doğrusu, Haseke’ye dikkatleri çekmemek için biraz temkinli yol almaya çalıştıkları izlenimi edindim.
…
S. S. Önder: Sayın Başkan, Mecliste komisyon kurulması sürecini izlemişsinizdir. Hükûmet tıkanmıştı. Ulusalcıların ve içlerindeki tepkilerin ağırlığıyla içine fenni gübre gibi her yere ‘terör’ kelimesini serpiştirdiği bir ucube komisyon önerisi yaptı. Gerek Adalet Bakanıyla yaptığımız görüşmelerde, gerekse H. Fidan’la yaptığımız görüşmede, CHP’nin geçmişte verip unuttuğu böyle bir araştırma komisyonu önerisi olduğunu, eğer bunu güncellersek CHP’nin bir yol ayrımına geleceğini, önergesine sahip çıkması durumunda sürece katılmış olacağını, reddetmesi durumunda siyaseten beş paralık duruma düşeceğini önerdik. AKP başlangıçta bunun önemini kavrayamadı. Sıkıştıklarında bunu hatırladılar ve alelacele uyguladılar. Gelinen noktada AKP’nin önerisinden daha sağlıklı bir dil ve içeriğe sahip bir komisyon kurulma aşamasına gelindi. Dördüncü Yargı Paketinde de çok nispi bir olumlu düzeltme yaklaşımı geliştirdiler, Yeterli değildir, ama önemsiz de değildir.
…
A. Öcalan: CHP’nin iyi bir sosyal demokrat parti olmasının ne kadar önemli olduğunu ben biliyorum, onlar bilmiyorlar. … “Öcalan’ın Kemalizm eleştirisi yapıcıdır. Kemalizm güncellenerek faydalı olabilir. Ulusalcılar CHP’yi aşağıya çekiyorlar. Öcalan’a destek verseydiniz iyi olurdu. AKP’nin hegemonik yapıdan kurtulmak için komisyon önemli bir şanstır. Bu şansı kaçırmayın” deyin. Komisyona mutlaka üye vermeliler. Ayrıca “Akil insanlar Öcalan’la görüştüler, bu kadar büyütmesinler, AKP’nin diktatörleşmesine izin vermeyeceğiz” deyin.
Yorumum: Kemalizm’i daha önce kötüleyen adam güncellenen Kemalizm’in faydalı olacağını söylüyor. Sahi bunun ipi ile kuyuya inilir mi? Beklemiyorum ama bunun da Kemalizm’i anlamadığı gün gibi ortada. Hoş, bu sahtekâr anlasa ne değişir…
…
P. Buldan: Başkanım, DOKH ile ilgili de bilgilendirme yapmak istiyorum.
A. Öcalan: Evet, sizi dinliyorum.
P. Buldan: Öncelikle size DOKH’lu kadınların selamları ve bağlılık sözü var. 9-10 Nisan tarihlerinde Diyarbakır’da ara dönem konferansını yaptık. Sizinle burada yaptığımız bütün görüşmelerin kadın bölümlerini aktardım. DOKH’lu kadınların Türkiyeli kadınlarla yaptıkları ortak toplantı ve görüşmeler sonucunda Türkiyeli kadınların sizinle görüşme talepleri var.
A. Öcalan: Buraya gelecek olan heyetlerde onlar da olacak zaten.
P. Buldan: Konferansta alınan bazı kararlar var. Sürece uygun eylem ve etkinliklerin yapılması, sizin önerdiğiniz kadın kolektiflerinin oluşturulması, kadın tarım işçileriyle konferans yapılması,
DOKH’lu kadınlarla kadın gerillaların görüşmesine yönelik bir heyetin oluşması gibi.
Ayrıca daha önce de size iletmiştik. 28 Nisan’da Ankara’da “Örgütlü kadın, demokratik kurtuluş, özgür yaşam” şiarıyla kongremiz var.
A. Öcalan: Evet, uygundur, bunlar önemlidir. Bütün kadınlara özel selamlarımı iletin. Kadın için sözümüz bitmedi. “Kadınsız yaşam olmaz, ama mevcut kadınla da yaşanmaz” tezimi koruyorum.
Kadın kendisini beş bin yıllık kölelikten arındırabilir. Erkek faşizminin kapısını araladım. Onlarla yoğunlaşmamızı halen yaşıyorum. Özgür dağ kadını… Gılgamış Destanında vardır. Ovadaki kadın fahişe, dağdaki kadın özgürdür. Gılgamış’ı okuyun, güzel şiirler var. Bütün yaşamı sosyal ve estetik olarak siz belirleyeceksiniz. “ Kim beni alacak” diyor, parası olan erkeğe gidiyorsunuz. Bu korkunç ölümcül bir hastalıktır. Ekonomik yaşamı, sosyal yaşamı, estetik yaşamı siz inşa edecek ve böylelikle biz vahşi erkekleri düzelteceksiniz. Yüce kadınlar birliği önemlidir. Ortadoğu kültüründe bu var. Hititlere, Sümerlere gidin. Kendinize güveneceksiniz. Sabrınız var, emeğiniz var, çekiciliğiniz var.
Yorumum: Ne dediğini biliyor mu bilmiyorum ama dedikleri “matriyarkal” yani anaerkil dönem için geçerlidir. Oysa şu anda “patriyarkal” yani babaerkil dönem yaşanmaktadır. Göksel ve kutsal olduğu savlanan kitapların erkekler tarafından yazıldığı bir gerçektir. Matriyarkal dönemdeki dinleri ise tanrıçalar şekillendiriyordu. Hititler ve Sümerler dönemi incelendiğinde bu görülecektir. Kibele tüm tanrıların ve tanrıçaların anasıdır, o yeryüzünün ana tanrıçasıdır, yeryüzü tanrıçasıdır. Mitolojide Zeus denen kadın düşkünü tanrıyı, Kibele’nin doğurmasıyla babaerkil döneme geçilmiştir. Kısacası adam hayal dünyasında yaşıyor.
…
A. Öcalan: Hep söyledim: Yılmaz Güney, İbrahim Tatlıses için “Bizim köklerimizi yozlaştırma projesidir” derdi. O başaramadan gitti. Sen bu alandaki ürünlerinle -ki o da roman yazardı- buna izin vermemelisin. Ama sakın ha, siyaset şart. Daha önce de söylemiştim, bunları rahat yapabilmen için sana gereken korumayı sağlayacaktır.
Yorumum: Yılmaz Güney’in İbrahim Tatlıses’e bakışını öğrenmek ilginç oldu.
…
A. Öcalan: Bundan sonra Kutlu Doğum Haftasını biz organize edeceğiz. Cuma namazı ekibimiz bunu yapabilir. Boş bıraktığınız her alana onlar doluşurlar. Biz beş hatiple bile kutlayabiliriz. Maksat sahiplenmek. …
Yorumum: Bu da öğrenmiş dinin en ucuz siyaset aracı olduğunu.
…
A. Öcalan: Celalettin Can ve Baskın Oran’a selamlarımı söyleyin. Onları ben atadım. Onları da göreceğim. Size bir iki gün içinde bir mektup gelecek. Bunu ikiniz götüreceksiniz. (Sırrı’ya dönerek) Yine aynı şekilde izleyeceksiniz. (Pervin’e dönerek) Kadınlarla görüşürsünüz. Tekrar görüşeceğiz.
…
A. Öcalan: …Basın sözcülüğümün oluşmasından sonra daha sık bilgilendireceğiz. Biz kamuoyundan hiçbir şey saklamayacağız.
Yetkili: (Başkan’a dönerek) Efendim, bu basın sözcülüğü meselesini tartışma ortamına sunmasak daha iyi olmaz mı?
…
Kaynak: Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa (İmralı Notları), Abdullah Öcalan, Weşanen Mezopotamya, 1. Baskı, Kasım 2015, ISBN:978-3-941012-97-4
BİR SONRAKİ
BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
[1] Özgün metindeki başlık
Hits: 32
Sermayesi fitne olanın kazancı “iflas”...
- 15 Haziran 2019
Mercedes yazılır, mersedes okunur …
- 17 Haziran 2019