
TOPLUMU SİVİL HALE GETİREREK DEVLETİ ÇÖZÜME ZORLAYACAĞIZ[1]
- 2 Temmuz 2019
- Güven Kaya
- Başlık; Türkiye
- 12
- Facebook20
- Twitter5
- WhatsApp0
- LinkedIn0
- Telegram0
- Paylaşım
İMRALI GÖRÜŞMELERİ – 7
02.07.2019 / ANAKARA
Katılanlar: Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan
Konular: Kadın, birinci aşama, ikinci aşama, hükümetin ve AKP’nin tutumu, cezaevindeki fiziki koşulları ve sağlık durumu (alıntılanmadı), bazı isimlere uygulanan görüşme ambargosu, Gezi Olayları.
…
S. Demirtaş: Kandil’de KCK yönetimiyle bir toplantı yaptık. Selamları vardı.
…
A. Öcalan: Bu konuda ben çok da belirleyici olmak istemem. Aslında üçü kadın altı kişi mi olur, beşer kişi mi olur, altışar kişi mi, bilemiyorum. Ama on ikiden fazla olmasa iyi olur. Bizim misyonumuza anlam veren, derinliğine bunu yaşayan, sevk ve idare ederken buna uygun davranabilecek arkadaşlardan olmalı elbette. Ağır hatalar, sapmalar çıktığında müdahale edebilecek kişiler olur. Ben olsam buna dikkat ederdim. Fazla da karışmak istemem, kendileri bilirler.
S. Demirtaş: Bu defa arkadaşları çok da rahat görmedik, gelişmelerden dolayı kaygılar artmıştı.
A. Öcalan: Neden?
S. Demirtaş: Bu son dönem yaşanan gelişmeler nedeniyle, özellikle hükûmetin tutumu, size yaklaşımları, koruculuk meselesi, yeni karakolların inşası, tutuklu arkadaşların bırakılmaması, sizinle iletişimin sağlıklı olmaması, kısaca ikinci aşamaya dair umutların belirmemiş olması nedeniyle kaygılarda artış olduğunu gözlemledik. Devlete karşı güvensizliğe rağmen sizin belirttiğiniz çerçeveye katıldıkları için süreci ilerlettiklerini, üzerlerine düşeni itinayla yerine getirdiklerini, devlete adım atması için olanak yarattıklarını, buna rağmen devletin bazı yerlerde fırsatçı davranıp askeri olarak boşlukları doldurmaya çalıştığını ifade ediyorlar.
A. Öcalan: Dün bir AKP’li söylemiş, Mahir midir nedir işte. “Tek kişi kalmayana kadar çekilme sürecek, ondan sonra bu adımlar atılabilir” falan demiş. İşte bu yaklaşım felaket getirir. Ahmak mıdır nedir! Bizim milyonlarca sempatizanımız var sınırların içinde. Çekilme son kişi kalıncaya kadar devam eder dersen kendini kandırırsın sadece. İstesek gerilla halkın içine bile karışır. Bunları nasıl tespit edeceksin? Söylediğinin karşılığı yok, bunun farkında değil. Ne söylediğini bilmiyor. Önemli olan kalıcı çatışmasızlıktır. Bunu da sağladık işte. Çekilme dediğin zaten devam ediyor, etmeli. Ama önemli olan ölümlerin durmuş olmasıdır.
Bir gazetede okudum, yeni korucu kadrolarından söz ediyordu. Hatta korucu köyleri, bölgeleri falan oluşturmak istiyorlar deniyordu. Bunun anlamı bu işe dinamit koymaktır. İşte bu anlayış her şeyi bitirir. Çıkış yavaşlatılmalı demiş olmamın sebebi de bunlardır. Yeni tepeleri ele geçirmekle falan olmaz. Bu tür şeylere dikkat edilmelidir. Yanılmıyorsam İzleme Kurulları oluşmalı, gerillanın boşalttığı yerleri bunlar doldurmalı diye mektupta da yazmıştım. Köye dönüşler akın akın olmalı. Bunlar kendiliğinden olur diye düşünmüştüm. Özellikle köye dönüşlerle ilgili siz de bir gündem açamadınız. AKP geri çekilmeyi böyle anlıyorsa olmaz, olmaz. Gerilla geri çekilirken yerine AKP’yi koyuyorlar. Bu yürümez. Bakanla net konuşun, biter deyin. Yeni karakollar falan olmaz. Kardeşlik diyoruz, barış diyoruz. Bunlara ne gerek var öyleyse.
Mektupta bunları açmıştım. Şimdi ise (AKP’yi kastederek) dar parti çıkarları yarışı başlamış. Devletin yerine bile partiyi koyuyorlar. Bu durum devlet denen aygıta da zarar verir.
Sizin ve Kandil’in de mektubu yeterince anlamadığı görülüyor. Dün savaşa da hazır olacağız demişler. Tabii Erdoğan da haklı olarak öfkelenmiş. Ben iki tarza da karşıyım. Ne öyle yarım yamalak ateşkes, ne de ateşkesi boşa çıkaran tutumlar olmalı. …
…
Arkadaşlar tedirginler, biliyorum, çünkü işlerin iyi gitmediğini düşünüyorlar. Gidişat kayaya tosladı tabii. Sayın Başbakan da öfkelenmiş, her an bitirmekten söz etmiş. Tabii kendileri bilirler.
Ben de geçen defa haklı olarak ağırdan alın dedim. Bu durum devam ederse biz de pozisyonumuzu koruruz. Paralel süreç olacak. Hızlı olsun istiyorlar, halk da öyle istiyor. O halde yasal süreci açık hale getir, değil mi?
Yüz yıllık sorunu çözmek kolay mı? Bakanla görüşüp söyleyin, gerekirse elli yasa çıkaracaklar. Yasallık niye yanlış olsun. Bilmem PKK yasadan yararlanıp meşrulaşır deniliyor; evet, tabii ki öyle olacak. Amacımız bu yasadışılığı bitirmek değil midir? Bizi herhalde çocuk yerine koyuyorlar. Böyle yürümez, kör dövüş devam eder, yazık olur. Anlamıyorlar bunlar.
Özal ve Erbakan bana “Her türlü yasal tedbire hazırız” dediler. Orduyla görüştüğümüzde de aynısını söylediler. Bu AKP niye bu kadar diretiyor, anlayamadım gitti. Siz de geçmişi AKP’ye anlatın biraz.
Geçmişten beri devlet bize yasallık için söz veriyordu. …
Ne yani, bizi Kandil’e toplayıp bir günde üç yüz uçak kaldırarak bir kerede yok mu edecekler? Örgütün dörtte ucu böylece gider mi diyorlar? AKP’nin yöntemine göre budur herhalde. Sonuçta demek ki bizi imha etmek istiyorlar diyeceğiz. Sizler sürekli görüşüp onlara bunları anlatın.
Ben gerçekten çok yoruldum artık.
…
Yorumum: “Bizim milyonlarca sempatizanımız var sınırların içinde. Çekilme son kişi kalıncaya kadar devam eder dersen kendini kandırırsın sadece. İstesek gerilla halkın içine bile karışır. Bunları nasıl tespit edeceksin?” diyor ve DOĞRU DİYOR. Her zaman söylerim PKK gelmiş geçmiş en iyi yönetilen terör örgütüdür diye. Adamlar işlerini hep en güzele yakın yaptılar. Halkın içinde çok güzel saklanabildiklerini çok iyi biliyoruz.
“Özal ve Erbakan bana ‘Her türlü yasal tedbire hazırız’ dediler. Orduyla görüştüğümüzde de aynısını söylediler.” diyor. Merak ediyorum ordudan bunu diyenler kimdi?
…
A. Öcalan: … Demokrasinin gereği paylaşmaktır, karşılıklı saygıdır, birbirini anlamadır. Zaten yüzde 50 almışsın, daha ne istiyorsun? Bana da fazla yüklenmeyin. Doğru bir iş yaptım, ölümleri durdurduk. Daha ne yapalım? Kimsiniz, haşa Allah mısınız? Saygısızlık yapmasınlar, tahrik etmesinler. Demokrasi güzel bir şeydir. Erdoğan kendi bireysel hegemonyasını kuramaz, halk da kabul etmez. Şaşkınım doğrusu. Demokratik bir ilişkiye yanaşmıyorlar. Bunlar kadın meselesine de hazır değiller.
…
P. Buldan: Kadın Hareketi olarak yakın zamanda geniş bir yönetim bileşeni ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirmişler. Toplantıda içinde bulunulan süreç kapsamlı değerlendirilmiş. Yeni sürece uygun örgütlenme ve yapılanma tartışılmış. İkinci aşamaya geçilirken koşullarınızda değişiklik olmaması, karakol yapımı ve koruculuk kadrolarının arttırılması endişe yaratıyor. Son savunmanız tüm kadın yapısına okutulmuş. Üçüncü Ulusal Kadın Konferansı planlanmış. Ayrıca görevlendirmelere ilişkin de sizden öneri bekliyorlar.
…
A. Öcalan: Kürtlerle Türkler arasında iki yüz yıldır şiddete, soykırıma varıncaya dek şiddete dayalı bir toplumsal ilişki kıskacı inşa edilmiş. Bunu daha çok fark ettim. Dün heyetle de çok net tartıştım.
Eskiden Ermeni harabelerine bakar üzülürdüm. Bakın işte, bizim dört bin köyümüz de bu hale geldi şimdi.
…
Baransu, Emre falan “yirmi iki PKK kadrosu öldürülürse” diye yazdılar işte. Sakine ile başladılar. Bu listeyi Başbakana götürüp başlamışlar. AKP’nin içi, Başbakanın etrafı bunlarla doludur. Hepsi gidip
Washington’daki şeye dayanıyor. …
S. Demirtaş: Bunları Cemaatle işbirliği içinde mi yapıyorlar diyorsunuz?
A. Öcalan: Tabii. 1946’da İsrail’i böyle örgütlediler. Şimdi aynısını Türkler ve Kürtler üzerinden yapıyorlar. Ermeni halkına, devrimcilerine saygımız var; yanlış anlaşılmasın, zaten onlarla birlikteyiz. …
90’lardaki denemeler Kürdistan’ı yaşanamaz hale getirmek içindi. Savaş Buldan’ı ve başkalarını öldürdüler. Birçok işadamını öldürdüler. Tansu-Ağar-Güreş ekibi Kafkas kökenlidir. Bunlar biraz tuhaftır. …
…
A. Öcalan: Sizin AKP ile geliştireceğiniz diyalog bizim devletle varacağımız sonucu bekliyor. Dün ve bugün vardığımız mutabakatı Hükûmet onaylarsa ve Kandil’e yazdığım mektup size verilirse, fiilen ikinci aşamaya geçilmiştir diyebiliriz. Sekiz ana başlık sundum, bunlar derinleştirmek istediğim konulardır. …
Ne zamana kadar yanıt gelir? Diyelim ki gelmedi, sekiz ana başlığı uygun bulmadılar ya da karar vermediler. Peki, bunu nasıl anlayacaksınız? Siz ve Kandil sıkı duracaksınız. Mektuptan haberdar oldunuz. Sekiz başlığı sayacağım. …
…
1- Gerilladan sonra onun yerine ikame edilecek demokratik siyaset için Hukuk Komisyonu. Bir çerçeve hazırlayacağız. Sayın Başbakan “Demokratik siyasete, fikir mücadelesine gelin” diyordu ya, işte onun çerçevesi. Demokratik siyaset nedir, kurumları nelerdir? Önce biz tartışacağız, sonra Bakanlar Kuruluna gidecek. …
2- Sosyoekonomik Komisyon: Vahşi kapitalizm şimdiden harekete geçti bile. Barajlar, yatırımlar vb. Bu sekiz başlığın her biri birer konferans konusudur aynı zamanda Ekonomipolitik ve Komünal Ekonomi Konferansı gibi. Urfa’daki işsizlik vb. Örnek olarak söylüyorum. Bunlar nasıl çözülecek? Siz gerçek toplumsal bir parti iseniz, bunlara çare bulacaksınız. HES’lerle köyleri arazilerini boşaltıp bunlara el koyuyorlar. Mezopotamya tarih boyunca herkesi beslemiş. Şimdi mi besleyemeyecek? Ahmet Pelda “Yabancı yatırım gelecek, biz de payımızı alacağız” diyor. Öyle ekonomi olmaz. Bu, ekonomisizliktir. …
3- Misak-ı Milli Komisyonu: Aslında bu bir Kürt-Türk misakıdır ve birlikte kurtuluştur. Meclis bu misakı onayladı. Kürtler bölünmeyecekti ama ayırdılar. Bu sınırları değiştirmek artık öyle kolay değil.
Ama sınırları faydaya çevirebiliriz; ekonomik birlik, kardeşlik sınırına dönüşür, Suriye sınırı Brüksel gibi olur.
S. Demirtaş: Evet, Kürt bölgelerindeki bütün kapılar kapalı. Arap bölgelerindeki kapıları açık tuttular. Davutoğlu da kapıları yakın zamanda açmayı düşündüklerini söylemiş. Zaten süreç gereği de böyle olacak demiş.
A. Öcalan: Kandil de bunu anlamalı. Tarihi bir ittifak doğuyor. Bütün Kürtler Türkiye ile sağlam bir ittifak kuracak. Misak-ı Milli Komisyonu bunu tartışacak. Türk-Kürt birliği olmadan kimse bölgede sağlam kalamaz. Ta Hititlerden beri bu ittifak vardır. Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü Irak ve Suriye’deki, hatta İran’daki sorunun çözümüdür. Bunun sonrası Ortadoğu demokratik ittifakıdır.
4- Kadın Özgürlük Komisyonu: Kadın sorunu Ortadoğu’nun kadim sorunudur. Bu konudaki düşüncelerim çokça bilindiğinden açmayacağım. Kadını özgür olmayan bir toplum özgür olamaz demiştim ya, o çerçevede.
5- Ekoloji Komisyonu: Taksim-Gezi’de ortaya çıktı ki, ekoloji Türkiye’nin de sorunudur. Bölgede de HES, maden aramaları vb. biliniyor. Bir ekoloji konferansında bunlar tartışılabilir.
Yorumum: bu adam bile gezi olaylarını doğru anladı ama iktidar anlamamak ve kendine yontmak için didinip durdu ve hala da o kötü yolda ilerliyor. Çok ilginç. Demek ülke için uğraşmak istemiyorlar.
6- Sivil Toplum Komisyonu: Kürt sorunu devleti paylaşma, yani devleti federe hale getirecek bir çözüm şeklinde olmayacak. Kürtler bu devlet içinde kendilerini sivil toplum olarak örgütleyecekler. İlk defa size söylüyorum: Toplumu sivil hale getirerek devleti çözüme zorlayacağız. …
7- Güvenlik Komisyonu: Çok önemlidir. İlk defa açıyorum: Gerilla şu anda Kürtlerin tek güvencesidir. Sonrasında ne olacak? Kürtler için bir güvenlik konferansı yapılmalı. JİTEM, asimilasyon, kültür ve doğa tahribatı… Kim Kürtlerin güvenliğini sağlayacak? Genel güvenlikte
Kürtlerin temsilcisi olacak mı? Mesela bir MİT Müsteşar Yardımcısı Kürt Hareketinden olabilir mi? Seçimle işbaşına gelen bir köy güvenlik birimi mesela. Belediyelere bağlı trafik polisi, zabıta, bekçi gibi.
8- Hakikatleri Araştırma ve İzleme Komisyonu: Faili meçhuller, geri dönüşler, toplu mezarlar gibi konular var. Çatışma sonrası sürecin izlenmesi, karşılıklı af, hoşgörünün geliştirilmesi için çalışacak.
Önerim bunlar. Devlete sundum, kararlarını verecekler. Uygun görürlerse hemen tartışıp Ekim ayı ortalarında tartışmayı bitiririz. …
… KCK operasyonları olursa siyaseten siz, gerilla operasyonları olursa gerilla cevap verir. Proje yasalaşırsa normalleşme aşamasına geçilir. İçeride, dışarıda kimse kalmaz. Öyle genel af olmayabilir. Meclis bir yolunu bulmak zorundadır. Yönetici-militan ayrımı yapmadan bir yolunu bulmak zorunda. Hasta tutuklular hemen bırakılmalıdır. Biz nasıl elimizdekileri hemen bıraktıysak. …
Yorumum: iktidar partisi işbaşına gelir gelmez jandarma teşkilatının elindeki demografik dosyaları kaldırttı. Şimdi bunun eksikliğini görüyor ve diyor ki tüm teröristler sınır dışına çıksın. Peki, çıktık dediler; bilebilecek misin gerçekten çıkıp çıkmadıklarını? Bilemeyeceğini bildiğinden çıktık lafına itibar etmek istiyor. PKK da bunu bildiğinden halkın içine saklanırız ve sen de bunu bilemezsin diyor, doğru diyor. Çünkü ortada bilgi içeren bir dosya kalmadı. Adamlar ilk günden beri kin ve nefretle hareket ettiler ve hala öyleler. Aradan geçen zaman içinde hiçbir şey öğrenmediler ve öğrenecek gibi de durmuyorlar, çok bilgisizler ve ülkeyi yönetemiyorlar.
S. Demirtaş: HDK- BDP seçim konusu vardı, bu meseleyi de biraz konuşmakta fayda var.
A. Öcalan: … Biz demokratik sosyalist bir hareketiz. Hepimiz için ortak bir örgüt gerekiyor. 70’lerden beri bunu istiyoruz. Milliyetçi örgütler bunu hep engelledi. HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur. Ama işlemiyor işte. Partinin milletvekillerinin olması pozisyonu belirleyicidir, değil mi?
…
A. Öcalan: Onlara söyleyin, beni biraz örnek alsınlar. Ben partimin başında mıyım? Bir hareketi partimin başında olduğum için mi etkileyebiliyorum? Bir hareketi etkilemek için ille de başında olmak gerekmez. Kendilerine biraz güvensinler. Siz de kendinize güvenin, başında olmasanız da etkileyebilirsiniz. Kimse parti şovenizmine kapılmasın. Tarihin ruhuna uygun çalışarak kendi ruhunu örgüte vermektir önemli olan. Ben bile burada Türkiye Solundan daha birlikçiyim. Alevi, kadın, Türk, Çerkez demeden herkes girmelidir. Gerekirse milletvekilleri genel partide birleşebilirler, öneri olarak söylüyorum. Taksim sonrası rüzgârdan da yararlanıp zamanın ruhuna uygun bir şekilde yeni parti olarak çıkış yapabilirler. BDP kitlesi bir yere kaymaz, politiktir, iyi anlatırsanız sorun olmaz. BDP’deki vekillerin bir kısmı HDP’ye gidebilir belki. Ama siz yine de tartışın. Seçim taktiği geliştirin. Bu kitle BDP’ye gelmeyebilir. BDP’yi koruyun yine, ama bununla yetinmeyin. Türk emekçilerini de örgütlemek gerekir. Birkaç vekil oraya geçip işte Taksim sonrası beklenen yeni parti doğdu havası yaratabilir. Bu girişim yüzde 10’u aşabilir.
…
A. Öcalan: … (Pcrvin’e dönerek) Çok sayıda kadın kadrolarınız var. Kadın meclisleriniz var. Birçok çalışmaya el atın. Siz öncü ve öndersiniz. Kadınlar erkek egemen zihniyetiyle uzaklaştırıldı. Kadrolarınız yeterli. Birikiminizde var. Kadın toplumda yerini bulmalı. Kadından çekinmeyeceğiz. Kadın bir toplumsal dönüşüm aracıdır.
…
P. Buldan: Sırrı bey gelemediği için size bir not iletti, hemen aktarayım. “Tam da sizin önerdiğiniz gibi büyük siyasal düşünceyi örgütlemek anlamında çok haklı ve tarihsel bir konuydu (Gezi Olayları). Bu yüzden öncülük ettim. Üç gün boyunca 50-100 kişiyle yürüttüm. Ben vurulup hastaneye kaldırıldığımda parti ve HDK bu duruma uyandı. Fakat parti de, HDK de ikiye bölünmüş durumda. En vahim yanlış bu oluşumu ve olayları barış süreciyle karşıt bir yere konumlandırmak. Oysa tam da demokratik siyasetin sizin tarif ettiğiniz anlamda hayata geçirilebilme zeminiydi. Hem ülkede hem de Ortadoğu’da sizin Dördüncü Kitabınızda uygarlık krizi ve şimdinin analizine dair söyledikleriniz gerçekleşiyor. …” diyor.
…
A. Öcalan: … Devlet bunu Hükûmetin oyunu için bir fırsata çevirirse, Ekim 15’ten sonra savaş tarzınızı belirlersiniz. Ben zaten burada bitmişim demektir. Benimle oyun oynayanla siz de oyununuzu oynarsınız. Bakın, Taksim’e katılsaydınız bile hükûmet giderdi. PKK şimdi belki elli bin kişidir. Umarım böyle olmaz. Oyun olursa eliniz serbesttir. PKK savaşı da öyle eskisi gibi geliştirmez.
PKK’nin buna hazırlıklı olduğunu Öcalan biliyor. İran, Suriye, Rusya bile destek verir. Ama umarım böyle olmaz. Tarihsel kardeşlik bizim dediğimiz şekilde olur ancak.
…
…
A. Öcalan: Hakan bey samimi geliyor bana. Ne diyorsunuz, öyle mi?
S. Demirtaş: Evet, Hakan bey devlet memuru gibi yaklaşmıyor, güven veriyor, bu sorunu içten bir yaklaşımla çözmek için gayret ediyor. Ancak hükûmette aynı ağırlık ve ciddiyet yoktur. Sorun da budur zaten.
…
24 Haziran 2013
Kaynak: Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa (İmralı Notları), Abdullah Öcalan, Weşanen Mezopotamya, 1. Baskı, Kasım 2015, ISBN:978-3-941012-97-4
BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
[1] Eserdeki özgün başlık
Hits: 28
BENDE BİR FOTOĞRAF VAR, YARISI YOK!
- 29 Haziran 2019
MEZOPOTAMYA TOPRAKLARI HERKESİ BESLEYEBİLİR[1]
- 5 Temmuz 2019