
SÜVARİ BİNBAŞI ŞEVKİ BASLO’NUN I. DÜNYA SAVAŞI VE MİLLİ MÜCADELE DÖNEMI HATIRALARI (1914-1920)
- 27 Nisan 2020
- Dr. Mehmet Çanlı
- Başlık; Yayınlar
- 7
- Facebook10
- Twitter5
- WhatsApp0
- LinkedIn0
- Telegram0
- Paylaşım
Yazarlarımızdan Mehmet Çanlı’nın Kitabı yayınlanmış ve raflarda yerini almıştır
23 Haziran 1914’te, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı Franz Ferdinand ve eşi Saray Bosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmüştür. Bunun üzerine Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 28 Temmuz’da Sırbistan’a, Almanya ise 1 Ağustos’ta Rusya’ya ve 3 Ağustos’ta Fransa’ya savaş ilan etmiştir. Böylece I. Dünya Savaşı başlamıştır. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı İmparatorluğu, 31 Temmuz’da özel seferberlik ilan etmiş ve 2 Ağustos’ta da Almanya ile bir ittifak anlaşması imzalayarak genel seferberlik ilan etmiştir.
Bu dönemde Osmanlı Kara Kuvvetleri dört Ordu Müfettişliği ile bazı bağımsız kolordu ve tümenler şeklinde teşkilatlanmış durumdadır. Bunlardan 1. Ordu Müfettişliği karargâhı İstanbul’dadır. Bu orduya bağlı 1. Kolordu İstanbul ve çevresinde, 2. Kolordu Edirne ve çevresinde, 3. Kolordu Tekirdağ ve çevresinde, 4. Kolordu İzmir ve çevresinde konuşlanmıştır. İncelediğimiz hatıratın yazarı olan Süvari Binbaşı Şevki Baslo, üsteğmen rütbesiyle 2. Kolordu’ya bağlı 2. Süvari Tugayı (2. Süvari Livası)’nda görev yapmaktadır.
2. Süvari Tugayı, 3., 13. ve 14. Süvari Alayları ile 5. Süvari Makineli Tüfek Bölüğü’nden oluşmaktadır. Diğer ordulardan 2. Ordu’nun Karargâhı, Şam’dadır. Orduya bağlı kolordular Halep ve Şam çevresinde bulunmaktadır. 3. Ordu Karargâhı Erzurum’dadır. Orduya bağlı kolordular Erzurum, Sivas ve Elaziz çevresinde bulunmaktadır. 4. Ordu Karargâhı Bağdat’tadır. Orduya bağlı kolordular Musul, Bağdat ve San’a çevresinde bulunmaktadır.
Seferberlik ilan edilir edilmez, bu ordulara bağlı birlikler eksiklerini tamamlamaya başlamış fakat kısıtlı ulaşım imkânları yüzünden ihtiyaç duyulan malzeme, araç ve silahların tamamlanmasında sorunlar yaşanmıştır. Balkan Savaşlarının subay ve astsubay zayiatları henüz tamamlanamadığından birliklerde personel eksikleri vardır. Bu eksikliklerin kısa süre içinde tamamlanması mümkün değildir. Bu sebeple, bazı birlikler lağvedilerek bunların personel, silah ve malzemeleriyle yeni birlikler teşkil edilmiştir. Teşkil edilen yeni birlikler, başka birliklerle birleştirilerek daha büyük yeni birlikler kurulmuştur. Bu kapsamda, seferberliğin ilanı üzerine 2. Süvari Tugayı kuruluşunda da bazı değişiklikler yapılmıştır.
İlk olarak 2 Süvari Tugayı’nın kuruluşunda bulunan 3. Süvari Alayı lağvedilmiş ve Alay’ın bölükleri piyade tümenlerine dağıtılmıştır. Geriye kalan 13. ve 14. Süvari Alaylarının subay, er ve hayvanları ile her alaydan ikişer bölük kurulmuştur. Bunlarla dört bölüklü Mürettep 13. Süvari Alayı teşkil edilmiştir. 2. Süvari Tugayı kuruluşundaki Süvari Makineli Tüfek Bölüğü de silahları lağvedilen alaylardan tamamlanarak 13. Süvari Alayı’na bağlanmıştır. Bu alayın komutanlığına Binbaşı Sami Sabit (Karaman) Bey getirilmiştir. İncelediğimiz hatıratın yazarı olan Üsteğmen Şevki Baslo ise Alay’ın 4. Süvari Bölüğü’nde görevlendirilmiştir.
Yazarımız hatıratının başlangıcında; yeniden teşkil edilen 13. Süvari Alayı’nın, 1. Tugay’dan aynı şekilde teşkil edilen Mızraklı 1. Süvari Alayı ile bir araya getirildiğini ve böylece Müstakil Süvari Tugayı’nın kurulduğunu belirtmektedir. Daha sonra 7. Süvari Alayı’nın katılımıyla Tugay’ın üç alaylı hale geldiğini ifade etmektedir. Ancak Genelkurmay ATASE yayınlarında 24 Mart 1915 tarihi itibarıyla 7. ve 13. Alaylar ile 1. Süvari Tugay karargâhından bahsedilmektedir. 26 Mart’ta ise Müstakil Süvari Tugayı’nın 7. ve 13. Süvari Alaylarından oluştuğu belirtilmektedir.13 Müstakil Süvari Tugayı Saros Körfezi bölgesinde tertiplendiğinde, Tugay’a bağlı iki (7. ve 13.) süvari alayı bulunmaktadır.14 19 Nisan tarihindeki 5. Ordu Kuruluşunda da Müstakil Süvari Tugayı 7. ve 13. Süvari Alaylarından oluşmaktadır.15 Daha sonra da Eylül ayında İstanbul’dan bir Mızraklı Süvari Alayı gönderilerek iki alaylı Süvari Tugayı’nın üç alaylı hale getirildiği belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında, Mızraklı 1. Süvari Alayı’nın, yazarın belirttiği gibi Tugay’ın kuruluş aşamasında Edirne’de değil, Saros Körfezi bölgesinde Tugay’a katıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre; 13. Süvari Alayı, Edirne bölgesinde 7. Süvari Alayı ile bir araya getirilmiş ve Yarbay Hamdi Bey komutasında Müstakil Süvari Tugayı teşkil edilmiştir. Tugay’ın Kurmay Başkanı Yüzbaşı Mehmet Kenan (Dalbaşar) ve 7. Süvari Alayı Komutanı Binbaşı Avni’dir.17 Tugay kuruluşuna ayrıca; bir süvari topçu taburu ile birer istihkâm ve telsiz-telgraf müfrezesi verilmiştir.
Müstakil Süvari Tugayı, Edirne’de seferberlik kapsamında hazırlıklarına devam ederken 5 Ağustos’ta, Ordu Müfettişlikleri lağvedilerek ordu teşkilatına geçilmiş ve orduların kuruluşlarında bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden sonra 1., 2., 3., 4. ve 6. Kolordular ile Müstakil Süvari Tugayı 1. Ordu Komutanlığı’na bağlanmıştır.19 Bundan bir gün sonra da seferberliğin dokuzuncu günü (11 Ağustos) tüm birliklerin yığınak bölgelerinde toplanmaları bildirilmiştir.
Bu emri alan Müstakil Süvari Tugayı, belirtilen tarihte yığınaklanma bölgesine giderek alayların personel, at ve malzeme eksiklerini tamamlamak için çalışmalarına bu bölgede devam etmiştir. Ancak menzil teşkilatı yeniden düzenlendiği için ikmalde sorunlar yaşanmıştır. Özellikle hayvan eksikliği önemli bir sorun teşkil etmiştir. Seferberliğin başlangıcında lağvedilen 3. Süvari Alayı’nın atları Macar atı olduğundan, bunlar topçu birliklerine dağıtılmıştır. Dolayısıyla bu birliğin atları Tugay’ın at ihtiyacını karşılamak için kullanılamamıştır. Bunun yerine, at ihtiyacı halktan ve Edirne sürücülerinden satın alınan hayvanlarla tamamlanmıştır. Bir miktar at da Anadolu ve Adana’dan satın alınarak gönderilmiştir.
Tugay bu hazırlıklarına devam ederken, 10 Ağustos’ta, İngiliz savaş gemilerinin önünden kaçan Alman Goeben ve Breslau savaş gemileri Çanakkale Boğazı’na girmiştir. 11 Ağustos’ta Osmanlı Hükümeti bu iki gemiyi satın aldığını ilan etmiştir. Fakat 29 Ekim 1914’te Osmanlı Donanması, bu iki geminin de katılıyla Rus limanlarına saldırmıştır. Bunun üzerine Ruslar, 31 Ekim’de Doğubayazıt’ın kuzeyinden sınırı geçmiş ve 1 Kasım’da Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir. İngilizler, 1 Kasım’da Akabe’yi bombalamış ve 3 Kasım’da da Fao Adası’nı işgal etmiştir. 5 Kasım’da ise, Fransızlarla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir. İngilizler 6 Kasım’da da Basra’yı işgale başlamışlardır.
Bu durum karşısında Osmanlı İmparatorluğu, 11 Kasım’da bu devletlere savaş ilan ederek resmen Üçlü İttifak tarafında savaşa katılmıştır.24 14 Kasım’da ise İngiltere, Fransa, Rusya, Sırbistan ve Karadağ’a karşı kutsal savaş, yani cihat ilan edilmiştir. Bu sırada Doğu Anadolu’da meydana gelen ilk çarpışmalarda, bölgedeki Rus ordularının zayıf olduğu ortaya çıkmıştır. Bu zafiyetten faydalanmak isteyen Enver Paşa’nın komutasındaki birlikler, 21 Aralık 1914’te ileri harekâta başlamışlardır. Doğu Avrupa’da Almanlar karşısında zor zamanlar yaşayan Ruslar,27 Sarıkamış Harekâtı sebebiyle Doğu Anadolu bölgesinde de sıkışınca, 2 Ocak 1915’te kendilerini rahatlatabilecek bir harekât yapmaları için İngilizlere başvurmuştur. Bunun üzerine İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’nı denizden geçmeye karar vermişlerdir.
Bu karara uygun olarak İtilaf Devletleri gemileri, 19 Şubat 1915’ten itibaren Çanakkale Boğazı girişindeki mevzileri bombalamaya başlamışlar ve 18 Mart’ta Çanakkale Boğazı’na girmişlerdir. Fakat kıyıdaki topların ateşi ve mayınlar sebebiyle ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Osmanlı Başkomutanlığı Vekâleti, İtilaf Devletlerinin karaya asker çıkarabileceğini düşünerek bölgeye askeri birlikler göndermeye başlamış ve 24 Mart 1915’te merkezi Gelibolu olmak üzere 5. Ordu Komutanlığı’nı kurmuştur. 1. Ordu’ya bağlı Müstakil Süvari Tugayı da 5. Ordu’ya bağlanmıştır. Bu teşkilat değişikliği üzerine Tugay, 5. Ordu’ya katılmak üzere Saros Körfezi bölgesine intikal etmek için hazırlıklara başlamıştır. İntikale başlamadan önce, Topçu Taburu’ndan bazı birlikler alınınca Tugay kuruluşunda sadece bir süvari topçu bataryası kalmıştır.
Bu çalışmada, Süvari Binbaşı Şevki Baslo’nun I. Dünya Savaşı ve sonrasında icra ettiği faaliyetler, kendi anıları çerçevesinde incelenecektir. Fakat Baslo, hatıratında savaşın genel durumu, dünyada meydana gelen olaylar ve diğer birliklerin durumu gibi hususlarda herhangi bir bilgi vermemektedir. Hatırat genel olarak kendi bölüğünün icra ettiği faaliyetler merkeze konularak yazılmış, sadece yer yer alay, tugay ve kolordu komutanlıklarının faaliyetlerine değinilmiştir.
Bu sebeple, yazarın bahsetmediği konular diğer kaynaklardan bulunarak metin içinde ilgili yerlere konulacaktır. Ayrıca, incelenen kaynaklar ile hatırat arasında tespit edilen tenakuzlar, birbirleri ile karşılaştırılacak ve yapılan değerlendirmeler metin içinde verilecektir. Bu kaynaklar; ATASE yayınları, konu ile ilgili hatıralarını yazan subay ve generallerin eserleri, belgeler ve konu ile ilgili araştırma eserleridir.
Hits: 52
KADINLARIN KATLEDİLMELERİ SAVAŞTAN BETERDİR[1]
- 26 Nisan 2020
TARİHE YÖN VERENLER: LENİN
- 30 Nisan 2020