
AUKUS Paktı: ABD, İngiltere ve Avustralya’nın savunma anlaşması
- 18 Ekim 2021
- Arif Taşabat
- Başlık; Küresel SorunlarMakaleler
- 38
- Facebook40
- Twitter15
- WhatsApp195
- LinkedIn5
- Telegram0
- Paylaşım
ABD’lilerin öyle bir özgüvenleri vardır ki bir şeyi her ne olursa olsun elde edeceklerini düşünürler, eğer aksilik olursa da Dünya Jandarmalığı nedeniyle, nasılsa hesabını sorarız derler. (https://www.youtube.com/watch?v=oRlt1vbnXhQ) Mesela bu linkteki ABD’li teorisyeni (John Mearsheimer) dinlerseniz, 2019 yılında Canberra’da: ”Eğer Avusturalya, ekonomik çıkar ve güvenlik gibi iki seçenek arasında tereddütte kalırsa güvenliği seçecektir.” der.
Yıl 2021 gördüğünüz gibi AUKUS nedeniyle haklı çıkar. Peki, nedir bu AUKUS? Avusturalya (A), İngiltere (UK), Amerika (USA) bu üç devletin arasında imzalanan, sözde hiçbir devlet hedef alınmamıştır denen bir anlaşma olup, özü USA ve UK tarafından A’ya nükleer enerji ile çalışan denizaltı teknolojisinin transferidir.
Anlaşma şartları yerine getirildiğinde A, dünyada bu teknolojiyi kullanan yedinci ülke olacaktır. (ABD-UK-RUSYA-HİNDİSTAN-ÇİN-FRANSA). ABD’nin Avustralya’yı üs olarak kullanması, malumunuz, ilk defa olmuyor, 1943 yılında Japonya’yı durdurmuştu, aradan 78 yıl geçmiş ve şimdiki hedef Çin’i durdurmak. Asıl diplomasi açısından yazılan değil, tam olarak Çin’i durdurmak ve kontrol edebilmek.
Fransa cephesinden anlaşmaya baktığımızda, trajik ve mesaj dolu bir siyasi kahpelik görüyoruz. A’ya Fransa’nın 90 milyar dolarlık 12 adet Fransız denizaltısı satış projesi resmen çöp olmuş durumda, Fransızlar aldatılmış ve tecavüze uğramış gibi hissettiler. Peki, Fransa’ya mesaj neydi? ABD, Fransa’ya “Makyavelizm’i bırak, Çin’e fazla yaklaşma” demiştir. Malum Fransa son zamanlarda Çin ile ticari ilişkilerinin seviyesini artırmıştı.
Çin açısından AUKUS’a baktığımızda ise öfke ve kınama görüyoruz. Dış İşleri Bakanlığı ”büyük sorumsuzluk” derken, Çin’in ABD Büyükelçiliği ise son derece gerçekçi bir açıklama yaptı. Çin’in Washington Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: “Üçüncü ülkelerin çıkarlarını hedef alan dışlayıcı bloklar kurulmamalı. Üç ülke de özellikle Soğuk Savaş dönemi düşünce şeklinden ve ideolojisinden kurtulmalı.” Ancak Türk tarihini iyi bilenler Çin’i çok iyi tanırlar ve bilirler ki, Çin son derece sinsi ve kuraldışı planlar yapar… Önümüzdeki yıllarda bölgede yeni ve değişik sorunların oluşacağından emin olabilirsiniz. 2011 yılında Hillary Clinton, gelecek 10 yılda Dünya’nın kaderi Asya-Pasifik bölgesinde şekillenecek derken tam olarak bu durumu kastediyordu. İlk gezisini bu bölgeye yarım asır sonra yapması da boşuna değildi. Çin artık tehdit sıralamasında birinci sıradaydı. Rusya’nın etrafının Ukrayna, Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan konuşlanmaları ile sarılması gibi Çin’in de Tayvan ve Avusturalya ile çembere alınması ve kontrol edilmesi düşünülüyor.
Yeri gelmişken belirtmeliyim: Rusya ve ABD aslında düşman gibi görünüp, dünya pastasını bölüşen kötü biraderler gibi davranırlar. İngiltere’yi de bu biraderlere ilave etmek yanlış olmayan bir değerlendirme olur kanaatindeyim. Tarih böyle söylüyor en azından, öyle ya birbirleri ile herhangi bir savaş söz konusu mu? Dolayısı ile ABD’nin Rusya çemberini aslında TÜRKİYE için de düşünmek ve akıldan çıkarmamak gerekli. Bu durum önümüzdeki yıllarda birincil sorunumuz olacak gibi duruyor.
Bugün ise geldiğimiz noktada, ABD’nin dünyaya ticaret birlikteliği gibi yutturmaya çalıştığı, gerçekte Güvenlik Paktı gibi olan AUKUS + Japonya, Hindistan, Kanada, Güney Kore gibi bölge ortakları dâhil, donanma başta olmak üzere göstermiş oldukları güç gösterisine, dünyanın diğer süper güçleri Çin ve Rusya kurulan bu ittifaklara “biz yeteriz diyorlar” ve geri adım atmadan Japon Denizi’nde 10 bin ton ağırlığındaki gemileriyle ortak tatbikat yapıyorlar. Son olarak ABD bu konuda kesinlikle başarılı olmak zorunda, ya jandarmalık bitecek, USD’nin dünya rezerv para birimi olması son bulacak ve eyalet sayısından bile fazla devlete bölünecek ya da ABD virüsü dünyaya bulaşmaya devam edecek.
Asıl soru biz bu yetersiz politikalarla bu çerçevede ne yapabiliriz? Nerede olmalıyız?
Sıkıştığında çözüm üretemiyorsan, Atatürk gibi düşün. Onun adı da “Yurtta Barış, Dünyada Barış”tır.
Hits: 1488
AFGANİSTAN, İSLAM, TALİBAN VE GÜNÜMÜZE ETKİLERİ[1]
- 20 Ağustos 2021
ALAMET – KIYAMET İLİŞKİSİ
- 26 Ekim 2021