
TERÖR AMAÇLI PATLAYICI KULLANIMI
- 16 Kasım 2022
- Dr. Nihat Akçay
- Başlık; Küresel Sorunlar
- 8
En basit şekliyle, siyasî, dinî, etnik veya benzeri bir hedefe ulaşmak için şiddet kullanılması olarak tanımlayabileceğimiz Terörizm, dünyanın her yerinde suç olarak kabul edilmektedir. Terörizmin, uluslararası ortak bir tanımı, siyasî nedenlerle yapılamamışsa da tüm dünyaca kabul görmüş belli özellikleri vardır. Şiddet kullanmak veya şiddet kullanma tehdidinde bulunmak bunlardan en başta gelenidir. Terörizm, tüm dünyada suç sayılmasına ve terörist eylemler sürekli kınanmasına rağmen, bunların önlenmesine yönelik çalışmaların bugüne kadar istenilen düzeye ulaşamadığı değerlendirilmektedir. Uluslararası hukuk normlarına göre, meşru güç ve silah kullanma yetkisi devletlere verilmiştir. Ancak devletler bu yetkiyi kullanırken belli esaslara uymak durumundadır. Güç ve silah belli esaslara dayanılmadan ve sınırsız bir şekilde kullanılırsa bu ancak terörizm olarak adlandırılabilir. Bugün teröristler, amaçlarına ulaşmak için sınırsız bir şekilde şiddete başvurmakta, karşılığında çoğunlukla uluslararası kamuoyu tarafından yeterli tepki gösterilmediği ve uygun bir şekilde cezalandırılmadıkları için de amaçlarına ulaştıkları görülmektedir.
Terör örgütleri; halk üzerinde korku ve panik yaratmak suretiyle devletleri veya hükümetleri zayıflatmak ya da yıldırmak için şiddete başvurmaktadır. Bu şiddet eylemleri güvenlik güçlerine yönelik olarak düzenlense bile, bu eylemlerden zarar görenler genellikle sivil insanlar olmaktadır. Terör olayları savaş gibi, birbirinden farklı üniformalar giyen kişilerin arasında, tarafların net olarak belirlendiği ve sınırlı alanlarda gerçekleşmemektedir. Birçok terör eyleminin (özellikle patlayıcı madde kullanma eylemlerinin) kalabalık insan topluluklarının bulunduğu metropollerde veya büyük şehirlerde gerçekleştiği görülmektedir. Bu tür eylemlerde tesadüfen orada bulunan, olayla hiçbir ilgisi bulunmayan onlarca masum, sivil insan zarar görmektedir. Hatta bazen, terör örgütünün kendi sempatizanları ve taraftarları bile zarar görebilmektedir. Zaten birçok olayda amaç, masum insanları öldürmek suretiyle toplum üzerinde korku ve panik yaratmaktır ( Sevinçok, 2012: s.24). Uluslararası İlişkiler disiplininde önemli derecede kabul gören “Yumuşak Güç” kavramını ortaya atan Nye, teröristlerin de kesin zafere ulaşmak için yumuşak güce (halkın onayını kazanmak) başvurması gerektiğini belirtirken, aynı zamanda “20’nci yüzyıl ortalarında terörist taktikte, birçok masum insanın ölmesi yerine, birçok insanın seyretmesi tercih edilirdi. Bugün ise teröristler daha acımasız ve hedef gözetmez hale geldi” tespitini yapmaktadır (Nye, 2005: s.30). Necati Alkan ise terör eylemlerini tiyatroya, teröristleri ise aktörlere benzeterek, asıl önemli olanın eylemin niteliği veya ölenlerin kimliği değil, eylemin toplum üzerinde yarattığı etki olduğunu vurgulamaktadır. Hatta bu etkiyi en üst dereceye çıkarmak için, birçok terör örgütünün eylem zamanını ve yerini en medyatik saate göre ayarladığını belirtmektedir ( Alkan, 2009: s.103,102).
Şiddetin bu boyuta gelmesinde, teröristlerin yarattıkları şiddetin sonucunda başarıya ulaştıkları, hatta başarı şansı azalınca şiddeti artırıp daha fazla masum insanı öldürmek suretiyle rakiplerini (bu rakip güçlü bir devlet olsa bile) mücadele edemez hale getirerek hedefi yakalamalarının önemli bir neden olduğu değerlendirilmektedir. İşte “Bomba Felsefesi”nde söz edilen “düşmanların yüreğine korkuyu damla damla akıtarak onları savaşmaktan vazgeçirmek” taktiği (The Philosophy of the Bomb [web]) ve bu taktiğe birçok devletin hoşgörü ile bakması (en azından ses çıkarmaması) şiddeti bu boyuta taşımıştır.
Terörist kavramı, kullananlara göre değişkenlik gösterdiği için, yani bizim terörist olarak nitelendirdiğimiz bir diğeri tarafından “özgürlük savaşçısı” olarak görülebildiği için, terör tanımı üzerinde uzlaşma bulunmamakta ve terörün yüzlerce farklı tanımı yapılmaktadır. Nasıl tanımlarsak tanımlayalım, tüm bu şiddet eylemlerini kullanan, bebekleri bile acımasızca öldüren örgütleri destekleyen devletler veya gruplar bulunabilmektedir. O nedenle, herkesin terörist tanımı farklı olduğu için değerlendirmeyi kişiler üzerinden değil, olguya veya eyleme göre yapmak daha uygun olacaktır.
Patlayıcı Madde Kullanma Eylemleri
Terörizmin amaçlarına baktığımızda, Patlayıcı madde kullanma eylemlerinin bu amaçlara ulaşmak için uygun olduğu düşünülebilir. Sonuçları bakımından da diğer eylem türlerine göre daha etkilidir. Ayrıca gerçekleştirilmesi daha kolay ve daha ucuzdur. Ancak daha çok masum insanları hedef alması ve toplum üzerinde büyük travmalara yol açması nedeniyle kabul edilemez ve insanlık dışı bir eylem türü olarak görülmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tarafından, 2013 yılı başında düzenlenen; “Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlalleri Raporu”nda Türkiye’de yaklaşık son otuz yılda, terör nedeniyle;
– 7.918 şehit verildiği,
– 5.557 sivil vatandaşımızın terör eylemlerinde hayatını kaybettiği ve
– 22.060 teröristin ise ölü olarak ele geçirildiği,
– toplam olarak; 35.576 kişinin terör nedeniyle yaşamını yitirdiği açıklanmıştır.
Bu kayıplar incelendiğinde; Adam kaçırma, çatışmaya girme gibi lojistik destek ihtiyacı ve riski fazla eylemlerin toplamı tüm olaylar içerisinde %55’lik bir bölümü oluşturmasına karşın, tek başına bombalama olaylarının ise %45gibi bir orana sahip olduğu görülmektedir.
NATO’ya bağlı olarak görev yapan Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (TMMM), 2012 yıllık raporuna göre; 2012 yılında, dünyada (75 farklı ülkede) 7.294 (Türkiye 229 olay sayısıyla dünyada 7’nci Avrupa’da 1’nci sıradadır.) terörist saldırısı meydana gelmiştir. Bu saldırılarda; 11.450 kişi yaşamını yitirmiş, 21.218 kişi ise yaralanmıştır. Bu saldırılardan 2,451’i patlayıcı madde kullanma eylemi olup, 2634 ölüm, 6,601 yaralanmaya neden olmuştur (COE-DAT [web]: s.3,4). 2012 yılında en kanlı saldırı, Nijerya’da, Kano’da polis merkezine yapılan bombalı saldırıda 178 kişinin ölümüne yol açan saldırı olmuştur. (COE-DAT [web]: s.5)
Aynı merkezin 2011 yılı raporunda durum daha kötüdür. 2011 yılında, dünyada (96 farklı ülkede) 12,122 (Türkiye 281 olay sayısıyla dünyada 11’nci, Avrupa’da 2’nci sıradadır.) terörist saldırısı meydana gelmiştir. Bu saldırılarda; 10,337 kişi yaşamını yitirmiş, 25.700 kişi ise yaralanmıştır. Bu saldırılardan 3,936’sı patlayıcı madde kullanma eylemi olup 3,461 ölüm ve 9,205 yaralanmaya neden olmuştur (COE-DAT [web]: s.3,4). 2011 yılında da en kanlı saldırı, Nijerya’da, meydana gelmiştir. Yobe’de, 4 Kasım’da yapılan bombalı saldırıda 100 asker ve polis hayatını kaybetmiştir. (s.5)
Dünyaya baktığımızda da durum çok farklı değildir. ABD’de yapılan bir çalışmaya (Terrorism Knowledge Base, Country Reports on Terrorism 2011) göre; dünyada 2011 yılına kadar meydana gelen, bombalama eylemleri ve silahlı saldırılar toplam terör eylemlerinin yüzde seksenini oluşturmaktadır. Ancak bu eylemlerden zarar gören insan sayısı açısından bakıldığında ise tek başına bombalama eylemleri zaiyatın yüzde altmış beşine sebep olmaktadır (state, [web]).
Niçin Patlayıcı Madde?
İnsanoğlu kendi cinslerine, hatta kendi vatandaşlarına böyle bir kötülüğü niçin yapar veya nasıl yapabilir? Bu sorunun cevabını Terör’ün tanımında bulmak mümkündür. Terör; en basit şekliyle, çeşitli örgüt veya grupların amaçlarına ulaşmak için şiddet kullanması olarak tanımlanabilir.
Patlayıcı madde kullanma eylemleri, şiddetin en yoğun olduğu eylem türlerindendir. Yanmış ve parçalanmış cesetler, yıkılmış, harap olmuş binalar, parçalanmış araçlar, kesif bir duman ve yanık et kokusu, ortalıkta sirenler çalarak dolaşan itfaiye ve ambulanslar insanların hafızalarından silinmesi mümkün olmayan görüntülerdir. Zaten birçok patlayıcı madde olayında hedef orada hayatını kaybedenler değil, olayı izleyenlerdir. ( Sevinçok, 2012: s.18) Yanlış kullanılan medya bu eylemlerin daha da korkunç görünmesine sebep olmakta ve adeta terör örgütüne yardımcı olmaktadır. Bu eylemler hedef gözetmez, güvenlik güçleri ve hedef alınan şahısların yanında hiçbir günahı olmayan, tesadüfen olay yerinde bulunan vatandaşların hayatına mal olabileceği gibi zaman zaman bombayı yapan veya yerleştirmeye çalışan teröristin de ölümüne yol açabilir.
Ayrıca Terörizmin amaçlarına baktığımızda, patlayıcı madde kullanma eylemlerinin bu amaçlara ulaşmak için uygun olduğu düşünülebilir. Çünkü Terörizmin amaçları;
- Şiddet kullanarak korku ve panik yaratmak ve bu suretle vatandaşların devlete ve hükümete karşı güvenini sarsmak,
- Yine bu şiddet ve gerilimi tırmandırmak suretiyle hükümetle pazarlık gücünü artırmak,
- Örgütünü güçlü göstererek taraftar ve eleman sayısını artırmak,
- Devlet güçlerini korkutmak, yıldırmak ve hareketlerini kısıtlamak,
- Ekonomik olarak zarar vermek suretiyle baskıyı artırmak,
- Güvenlik güçlerine ait araç, malzeme ve binalara zarar vermek olduğunu görmekteyiz (Acar, 2012: s.130) (Aydın2009: s.42).
- Patlayıcı madde kullanma eylemleri ile yukarıda sayılanlar gibi daha birçok amacı aynı anda gerçekleştirme imkanı bulunmaktadır.
Normal şartlarda kabul ve destek görmek için meşruiyete ihtiyaç duyan bir örgütün böyle eylemlere başvurmak istemeyeceği düşünülebilir, ancak terör örgütlerinin bir defa şiddete başvurduğu takdirde sürekli şiddete başvurma eğilimine girdiği ve şiddetten kurtulamadıkları değerlendirilmektedir. Ayrıca, PKK gibi bazı terör örgütlerinin vahşetten beslendikleri ve bazı güçlerce koşulsuz desteklendikleri için meşruiyet gibi bir sorunlarının bulunmadığını da iyi anlamak gerekir.
Patlayıcı madde kullanma eylemleri, gerçekleştirilmesi diğer eylem türlerine göre daha kolay eylem türleridir. Çünkü günlük hayatta kullanılan birçok malzeme, bomba yapım malzemesi olarak kullanılabileceği gibi, internet vasıtasıyla bir çocuk bile nasıl bomba yapabileceğini öğrenebilmektedir. Ayrıca iyi gizlenmiş bomba düzenekleri, posta, kargo gibi vasıtalarla hedefe gönderilebileceği gibi bilinçli veya bilinçsiz taşıyıcılar kullanılmak suretiyle üçüncü kişiler tarafından da istenilen yere ulaştırılabilir. Patlama olayından sonra büyük kargaşa yaşanması, her şeyin yanıp parçalanması ve ortalığın can pazarına dönmüş olması nedeniyle delillere dikkat edilmemesi eylemi gerçekleştirenlerin belirlenmesini ve yakalanmasını güçleştirmektedir.
Araç Bombalar: Araçlar fazla miktarda patlayıcı maddeyi bir yere ulaştırmak veya sokmak için kullanılır. Bazen hedef önüne park edilerek, bazen ise intihar saldırısı şeklinde araç hedefin üzerine sürülerek kullanılabilir. Daha çok kamyonet tipi araçlar kullanılır. Bombalı araç ise, hedef kişinin aracına veya hedefe yakın bir araca bomba yerleştirilmesi şeklinde kullanılır.
İntihar saldırıları: bir eylemcinin üzerinde taşıdığı patlayıcıları kullanarak kendisini öldürmesi ve çevresine zarar vermesidir. Bu eylemi yapan kişiye ise çoğunlukla “canlı bomba” denir. Japonların savaşlarda yaptığı kamikaze hareketleri tarihte ilk intihar eylemleri olarak bilinir. 1980’lerden itibaren ise intihar eylemleri, silahlı örgütler tarafından sistematik olarak kullanılmaya başlanmıştır. (Sevinç, [web]: s.70)
Rus-Çeçen savaşında eşlerini yitiren kadınlar tarafından kurulan “Kara Dullar” örgütü, intihar saldırısı deyince ilk akla gelen örgüttür. “Kara Dullar” İslami bir anlayışla örgütlenen, ilhamını Çeçen direniş örgütlerinden alan bir kadın grubu olarak ortaya çıkmıştır. Örgütün genel olarak tecavüz edilen, savaşta çocuklarını ve yakınlarını kaybeden kadınlar tarafından kurulduğu düşünülmektedir. 1991’de, bu örgüt (biri yaşlı, diğeri genç iki intihar bombacısı kadın) tarafından gerçekleştirilen, Moskova’daki intihar saldırısı, 37 sivilin ölümüyle sonuçlanmıştır. 2000 yılında bir Rus üssüne yapılan saldırıda ise, çok sayıda Rus askeri ölmüştür.
2002 yılında Moskova’da Dubrovka tiyatrosuna düzenlenen baskına katılan 50 Çeçen teröristten 18’inin “Kara Dul” örgütü üyesi olduğu belirlenmiştir. Rusların tiyatroya verdiği gaz sonrası 115 masum sivil ve 50 Çeçen militanı ölmüştür. 2004’te Beslan’da 341 masum çocuğun katledilmesiyle sonuçlanan okul baskının ardından bir rock konserine saldıran “Kara Dullar”, 14 kişinin ölümüne neden olmuştur. Yine Rus Havayolları’na yapılan ve yine iki intihar bombacısı “Kara Dul”un katıldığı terör saldırısında ise 90 kişi hayatını kaybetmiştir (CNN, [web]).
Türkiye’de ilk bombalı intihar saldırısı 1996 yılında, Tunceli’de Zeynep Kınacı (Kod Zilan) adlı PKK terör örgütü mensubu tarafından gerçekleştirilmiş olup, 8 askerin şehit olmasına, 29 askerin ise yaralanmasına neden olmuştur (COE-DAT [web]).
Hits: 176
AKP OTORİTERLEŞMEK İSTERSE KENDİNİ BİTİRİR
- 20 Ekim 2022
POLİTİKA YAPMAK BÜYÜK USTALIK İSTER
- 20 Kasım 2022