
SEÇİM 2023
- 30 Nisan 2023
- Güven Kaya
- Başlık; Türkiye
- 25
- Facebook5
- Twitter10
- WhatsApp630
- LinkedIn5
- Telegram0
- Paylaşım
30.04.2023 / ANAKARA
Önceki seçim ve referandumlarda partilerin ya da ittifakların programlarını değerlendiriyordum. Ancak değişen bir şey olmadığını görünce, böyle bir gayretin gereksiz olduğunu çünkü her şeyi oy verenlerin tavrının belirlediğini değerlendirerek oy verenlerin görüntüsüne bakmanın en doğrusu olduğuna karar verdim.
Bakalım ne gibi özellikleri varmış oy verenlerin:
Bilmem nerenin kılı olayım diyenler oy verecek.
Ona baktığımda Allah’ı görüyorum diyenler oy verecek.
Ona dokunmak Allah’a dokunmaktır diyenler oy verecek.
Bizim için ikinci peygamberdir diyenler oy verecek.
Çeşitli hastalıkları olan ve bu hastalıklarından dolayı söylediklerini ve yaptıklarını kontrol edemeyen birini mehdi ilan edenler oy verecek.
Çeşitli şekil ve yollarla kandırılan eski solcu, aydın lakaplı karanlık kişiler, korkutulup devşirilen omurgasızlar oy verecek.
Onu ve karımı aynı yatakta görsem suçu karımda bulurum diyerek kendi ahlak seviyelerini topluma dayatan profesör ve benzeri sefiller oy verecek.
Cahillerin feraseti okumuşlardan daha iyidir diyen profesör ve saz arkadaşları oy verecek.
Anayasanın ilk dört maddesini kesinlikle kaldırmak için çabalayan ve bu manada kurulan ittifaka dahil olan ve geçmişte insanları domuz bağı ile bağlayıp diri diri gömenler oy verecek.
Taliban ile aynı düşünüyoruz diyen şahsı, reisleri ilan edenler oy verecek.
IŞİD’i destekleyenleri hoş görenler oy verecek.
Kamunun malını ve parasını çalanlar için “onların çalma hakkı var” diyenler oy verecek.
Kamunun parasını çalan ve çaldıklarını “zıfırlayanları” görmezden gelen yargı mensupları da oy verecekler
listesinde.
Çalıyor ama çalışıyor diyen hırsız severler de oy verecek.
Önceleri Fetişe paspas olup daha sonra güç odağı değişince tek şahsa tapanlar da oy verecek.
Arabayı, uçağı, sarayı itibar zanneden ezik ve zavallılar da oy verecek.
İçi boş beton yığını hastaneleri, sürekli denize uçan ya da yıkılan ve bakıma alınan yolları, geliri birilerine peşkeş çekilen otoyolları, köprüleri, tünelleri savunan cahiller oy verecek.
Kula kul ve köle olanlar oy verecek.
Din adamı olduğu savlanan[1] imamlar tarafından, tecavüz edilen kız ve erkek çocuklar konusunda “bir kereden bir şey olmaz” diyen bakan kılığındaki kadınlar da oy verecek.
İçinize cin kaçtı diyerek kadın erkek demeden, hatta koskoca bir aileye bile tecavüz eden, bunları kayda alıp gösteririm diye korkutarak tecavüzün sürekliliğini sağlayan ve bu arada kendilerine hoca denerek din adamı olduğu savlananlar da oy verecek.
Ülkede birkaç kere adalet bakanı yapılan şahıs “bir yere giderken ailenizi Kılıçdaroğlu’na mı emanet edersiniz yoksa Tayyip Bey’e mi?” diyerek kendi ahlak anlayışını açık ederken, kula kulluğunu da beyan etti. Ve ahali bunu ses çıkarmadan dinledi. İşte bu zihniyet ve alkışçıları da oy verecek.
Son başbakan olan şahıs, seçimin işgalcilere karşı olacağını söyleyecek kadar seçmenin bilgisizliğine güveniyor. Oysa asıl işgalci kendileri. Bir işgalcinin yapacağı ne varsa ve daha fazlasını 20 yılda gerçekleştirdiler. İşte, bunu göremeyen seçmenler de oy verecek.
Diğer yandan, “paçalarından yolsuzluk akıyor” diye suçladığı kişiye, her ne hikmetse, boyun eğen ve şimdilerde bakan olan şahıs ise 14 Mayıs seçimlerinin kaybını darbe olarak görüyor. Bunun ne kadar tehlikeli bir söylem olduğunu anlamayan ve alkışlayanlar da oy verecek.
Üzerinde çok sayıda şaibe bulunan ve yaptığı mitingde “öl de, ölelim; vur de, vuralım” diyen zavallılara “onun da zamanı gelecek” diyen şahsın bu sözlerini alkışlayanlar ve o sloganı atanlar da oy verecek.
Görüntüsü ve boyutu ne olursa olsun, iktidarın sadakası ile beslenen ve bunu kaybetmek istemeyen “çıkara dayalı yandaşlar” da oy verecek.
Son 20 yılda ülkeyi bu hale getirenin CHP olduğunu sanan zavallılar da oy verecek.
Almanya bizi kıskanıyor diyen zekâ özürlüler de oy verecek.
Tek şahıs “Eyyy, Amerika” dediğinde, “bak laa, hamarigaya nassı posta koydu?” diyen düşünce özürlü ezikler de oy verecek.
Bir Bölenler
Muharrem İnce ve Sinan Oğan bu seçimin, özellikle, cumhurbaşkanlığı ayağında “bir bölen” olarak ortaya çıkmış durumdalar. Anketlerde ve kamuoyu araştırmalarında alacakları oyların ne olduğunu göre göre bu yolda gitmeye ısrar etmelerini, ancak, laik cumhuriyete düşmanlık ile açıklamak mümkündür. Madem o kadar seviyorsunuz bu ülkeyi, çekilin kenara. Yoksa sevecek ülke bulamayacaksınız. Bu iki şahıs eylemleri ile söylemleri bir olmayan insanlardan olup, bunları destekleyenlerin vereceği oyların çöpe gideceğini önce kendileri, sonra herkes bilmeli.
Algı Oyunları
Ortalık yerde 48-52 gibi bir rakam gezmekte ve neredeyse herkes -aklı başında olanlar bile- buna itibar etmektedir. Birçok devlet kurumunun öne çıkan yöneticilerinden bile bu rakamı duymak çok kötü. Bu demek oluyor ki, seçim sonuçları uygun olan bir zamanda, seçim sorumlusu kurum tarafından bir şekilde %48- %52 oranına bağlanacak ve muhalefete kaybettiniz denecek. Herkes bu algı oyunlarına karşı uyanık olmak ve oyunu doğru kişi ve partiye vermek zorundadır.
Kara Propagandanın Gücü
Siz buna yalan propaganda diyebilirsiniz. Sanırım, sosyal medyada, ev gezmelerinde, hanımlar lokali ve gençlik merkezleri gibi ayrımcılık eseri yerlerde, pek muhtemeldir ki tekke, zaviye ve tarikat evlerinde, bazı camilerde (muhtemelen), meslek ve esnaf toplantıları gibi mekân ve toplumsal içerikli ortamlarda mevcut zihniyetin trolleri, işbirlikçileri, yandaşları, beslemeleri her türlü yalanı hayasızca söylüyor olmalılar. Yoksa hiçbir şeyi okumayan, ağızdan dolan eski zaman tüfekleri gibi sadece kulaktan dolmayla çalışan seçmen tabakası o cümleleri nasıl kursun. Bu gibilerle yapılan sokak söyleşilerinde, ülkeyi yirmi yıldır bir başkası yönetmesine rağmen kötü duruma getirenin CHP olduğu söyleniyor. Ekonomiyi, orduyu, adalet sistemini, ticareti, uluslararası ilişkiyi…vb. Hep o bozmuş. Hatta CHP gelirse “analarını bacılarını ortaklaşa kullanacaklarını” söyleyenler de oldu. Aslında adamın istediği bu ama suçu başkasına atıyor. Kimse karışmıyor, ne istersen yap: BAKINIZ.
Kısacası, algı oyunlarına kanmadan, önce kendi oyumuzun doğru yere gittiğinden emin olacağız, sonra sandıklara sahip çıkacağız. Bu ikisi sağlanırsa ülkenin makus talihi değişir.
[1] İslam’da ruhban sınıfı yoktur ve dinden/inançtan para kazanılamaz.
Hits: 735
TÜRKİYE YÜZYILIYMIŞ
- 19 Nisan 2023