
BERBAT DURUMDAYIZ – 4
- 8 Kasım 2023
- Güven Kaya
- Başlık; MakalelerTürkiye
- 25
- Facebook15
- Twitter5
- WhatsApp600
- LinkedIn5
- Telegram25
- Paylaşım
İLK ÇEYREĞİN SONLARINA DOĞRU
07.11.2023 / ANAKARA
Yer Gök Bayrakla Donatılsın
Emir büyük yerden olunca, ahalinin hücumuna uğrayan bayrakçılar bayram etti. Ne o, Cumhuriyetin yüzüncü yılı kutlanıyor… İşin içinde karşılıklı çalışma var mıydı, bilinmiyor. Ne kadar uzun bayrak ne kadar çok bayrak, ahali o kadar çok cumhuriyetçi… Ama işin felsefesine bakanlar için durum böyle değildir. Cumhuriyet şudur budur diyerek, teknik ayrıntılara girecek değilim. Cumhuriyete Atatürk’ün ağzından kısaca göz atacağım:
Atatürk’e göre Cumhuriyet Kimsesizlerin Kimsesi demektir, Fazilet demektir, Adam Olmak demektir.
Son 21 yılda her tarafı aşındırılan Cumhuriyet artık kimsesizlerin kimsesi değildir. Öyle olsaydı mevcut zihniyet tarafından desteklenen IŞİD, 2 Türk askerini yakabilir miydi? Aynı şekilde, iktidarının ilk gününden beri parlatılan PKK bir mağarada Türk Askerlerini kurşuna dizebilir miydi? Ya o Mavi Marmara gemisinde kurşuna dizilen sivillere ne demeli? İsrailli teröristler hiç düşünmeden insanları öldürdüler. O İsrailli teröristler ile anlaşılarak haklarındaki dava düşürüldü ve 20 milyon dolar alındı. Sahi o para o kurşuna dizilenlerin yakınlarına verildi mi?
Cumhuriyet fazilet niteliğini de kaybetti. Fazilet artık bir kadın ismidir sadece. Cumhuriyeti “oy sandığına kâğıt sokulan seçim” sanan ya da öyle olması işine gelen mevcut zihniyet, tüm seçimlerde oy çaldı, her türlü hile ve hurdayı yaptı, seçmenleri kandırmanın en şeytanisini buldu, ekonomiden trilyon dolarları buhar etti, sanayici ve iş adamlarından sürekli para tırtıkladı. Tam burada aklıma geldi; gümrüklerden içeri giren ama kimin aldığı belli olmayan dinleme sistemleri hangi “zihniyetin” elinde? Toplumsal ahlakın seviyesinin nerelerde olduğu belli. Ayrıca toplumsal mutabakat bozulmuştur, herkes bilsin.
Son 21 yıldır ülkenin yönetiminde olan şahıslara bakın ve “adam olma” kriterlerine göre değerlendirin. Çıkan sonuçlar neyi işaret ediyor?
Cumhuriyet kurulduğunda ve onuncu yılında dolar kaç liraydı diye kurcaladım. Bakınız!
1923 yılında tamı tamına 1 lira. Hatta bazı aylar 80 kuruşa düşmüş. 1933 yılında 1,17 liraymış. Daha ilginci 1923-1938 arası süreçte ortalama 1,20 liraymış. Cumhuriyetin tüm anlamlarının yitirildiği yıl olan 2023 yılında, tam da kutlamaların olduğu gün, Uzakdoğu piyasaları açıldığında 28,28 liradan işlem gördü. Bir de bu yüksek seciyeli adama ayyaş der kendini bilmez düşük seciyeli şahıslar. Siz önce dönün kendi beceriksizliğinize bakın. Hatırlatayım; Mustafa Kemal der ki “Cumhuriyet Yüksek Seciyeli Muhafızlar İster.”
Yüzüncü yılı kutlanan “Nitelikleri ortadan kaldırılan” Cumhuriyetti. Diğer bir deyişle, bence tam olarak budur, Cumhuriyetin niteliklerinin ortadan kaldırılması kutlandı. Ve bu suça neredeyse ülkenin tamamı ortak oldu. Aklı başında olanların bu sahnede yer almadığını değerlendiriyorum. Sahi aklı başındalar kaç kişi? Bin mi?
Gazze Yolcuları Kalmasın
Ülkemde, şahsın biri, 2013 yılından beri Gazze’ye gidecek ve namaz kılacaktı ama bir türlü gidemedi ve namazını eda eyleyemedi. Eğer niyeti gerçekse, işte tam zamanıdır. En son cami Yahudalılar tarafından yıkılmadan, en son hastane katliam yerine çevrilmeden gidip kılmalı ve elinde silah İsrailoğulları ile çarpışmalı. Giderken yanına kendisine koltuk değneği olan şahsı da almalı. Kendisi “yerli ve milli” olan MPT 76, koltuk değneği ise yaşına hürmeten, daha hafif olan MPT 55 ile bu işi çok iyi yaparlar. Hatta ceplerine, pul olan paradan bolca koyarlarsa hem öksüz hem de yetim kalanlara el öptürüp bahşiş verirler. Bir de hayır duası alırlar…
Tam burada, İsrail’in terörist devlet olduğunu, Hamas’ın ise -ülkemde bulunan bazı şahısların iddiasının tersine- terörist örgüt olduğunu ve hatta Filistin devletinin elde ettiklerini yok etmeye çabaladığını söylemek zorundayım.
İsrail terör örgütünün, Hamas teröristlerinin öldürdüğü İsrail vatandaşlarının en az on katını öldürmeden ateşi keseceğine asla inanmıyorum. Gazze’yi yerle bir etmeden de duracağına inanmıyorum.
Ayrıca, Gazze denen yeri Hamas ve saz arkadaşları artık rüyalarında görecek. Oradan tekmelenecek Palestiler nereye mi gidecek? Türkiye’ye canım, Türkiye’ye.
İşi bilmeyenlerin abarttığı Hamas tünelleri, esasında, kazanlar için toplu mezarlıklardır aynı zamanda. Kısa bir zaman sonra oralardan Hamas Kebap salgını başlarsa, şaşırmayın. Bazıları egzotik olsun diyerek Tunnel Kebbap markasını oluşturabilir. İsrail ordusunun, oraları napalm benzeri bir silah ile yakacağını ya da kimyasal gazlarla kirleteceğini ve herhangi bir tüneli es geçmeyeceğini düşünüyorum. Nerden mi biliyorum? Ben olsam öyle yaparım.
Hainlikte Sınır Tanımayanlar Ülkesi
Yanlış anlamayın, hainimiz bollaşmadı. Değerlendirme ölçütleri değişti. Mevcut zihniyetin değerlendirmesine göre, kendisi dışında olan, herkes hain ilan edildi. Düşünme özürlü yandaşları kendisine bu konuda da uyum sağladı. Meraklanmayın, mevcut zihniyet yok olduğunda yine herkes olduğu yere gelecek ve hain miktarı düşecek. Üstesinden gelemedikleri, altından kalkamadıkları kim varsa, hain ilan edildi. İnsanları ötekileştirmenin Arapçasıdır bu. Etrafınıza bakın, tüm bilgisizler ve beceriksizler, kendilerinden daha bilgilileri ve beceriklileri hainlikle suçluyor. Bunun altındaki neden, mevcut zihniyetin kullandığı dilin niteliğidir.
Asıl hain, ülkemi, ülkelerine ihanet edenler ile doldurandır.
Anayasa Değişikliği
İstedikleri ölçüye bir türlü getiremedikleri anayasayı yeniden değiştirmek istiyorlar. Tek maksatları var, mevcut zihniyet 2028 yılında ve sonrasında da seçime girebilmeli. Haksız ve hukuksuz bir şekilde üçüncü kez aday oldu ve sandık oyunlarıyla, önceden, devlet yetkilileri tarafından dahi dillendirilmiş %52-%48 oranı bir şekilde tutturularak şimdilik yargılanmadan kurtuldu. Şahsın maksadı, o makamdayken ölmek ve yargı gerçeği ile karşılaşmamak. Sorsanız Allahtan başkasına hesap vermezler. Olmayana hesap vermekten kimse korkmaz, sen olana hesap vermeye gelsene! Uymadı, değil mi?
Yine çeşitli yalan ve dolanlarla, insanlar kandırılacak -bu ülkede kanmaya hazır %75 var- ve çeşitli süslemelerle yeni bir anayasa kotarılacak. Bunu yaparlarken, değil yeni ölenleri, Osmanlı zamanında ölenleri bile canlandırıp oy kullandırtacaklar. Siyasal İslamcı göçmenler zaten bunlardan yana…
Yasalar ve anayasalar toplumsal mutabakatı sağlar. O yüzden yasalar ve anayasalar %50+1 ile geçiştirilemez. Bir anayasanın herkesi temsil edebilmesi ancak %90 ile mümkün olur. Bir yasanın herkese fayda sağlaması en az %75 ile olur. Dahası, üzerinde değişiklik yapılan her yasa ya da anayasa maddesi bir sonraki seferde daha fazla oy oranı ile değişikliğe uğramalıdır. Mesela bu oran, anayasa maddelerinde %91, yasalarda ise %76 olmalı. Yoksa akıllarına estikçe değişiklik peşine düşerler. Aynı madde bir kez daha değişecekse bu %92 ve %77 olmalı…
Burada görev ve yük muhalefet partilerine düşmektedir. Muhalefet mi dedim ben şimdi?
Bana Padişahını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim
Yirmi bir yıldır ülkede bir Abdülhamit fırtınası estiriliyor. Öyle ki isminin sağına Han kelimesini de eklediler. Han Türklükle ilgilidir Türk olmayana bu şan verilemez. Bu padişah, tarihe para düşkünlüğü, korkaklığı, kişisel hırsları, Bizans oyunları ve ispiyon teşkilatı kurması ile geçmiştir. Mevcut zihniyetin çıkardığı yasalara baktığımızda “hırsıza hırsız demeyeceksin” ile “komşunu gammazla” yasalarını görürüz.
Derken Vahdettin Köşk’ünden donanmanın geçişi izlenmesin mi, tam da Cumhuriyetin yüzüncü yılında? Adeta mesaj veriliyor, yüzüncü yılında Cumhuriyetin niteliklerinin ortadan kaldırıldığının kutlandığına yönelik düşüncemi doğrularcasına…
Tarih bilincim bana, bunun, kasıtlı yapıldığını, yapanın Cumhuriyet ve onun kurucuları, özellikle de kurucu babasıyla, sorununun olduğunu söylemektedir. Bilgisizlik burada da ayyuka çıktı ve çok büyük bir stratejik hata yapıldı. O hata bir gün birilerini yakacaktır.
Mevcut kişilik yapıları nedeniyle, sarayının önünden geçemeyecekleri padişahlara öykünenler, bu şahısları parlatmaya çabalarken ne gibi hesaplar yapmaktadırlar? Bu hesaplar çarşıya uyacak mı?
Kısacası Abdülhamit’e Vahdettin de eklendi. Böylelikle bana padişahlarını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim çoğuluna gelmiş olduk. Bu iki Osmanlı şahsiyetinin tarihe mal olmuş kişilik niteliklerine bakın ve siz de hükmünüzü verin.
Kilise Açmayan ve Açılmayan Kilise Kalmasın
Ülke cami fetişizmine kurban edildi. Cami yapıldıkça dini inanç artıyor sananlar, betona tapmaktan ileri gidemeyenlerdir. Buna son zamanlarda açılan kiliseleri eklediğimizde mevcut zihniyetin kafasının karışık olduğunu görürüz. Sahi nereye hizmet ediliyor? İçeriye yerli ve milli gazı pompalanırken dışarıya yabancı sermaye gelsin gülücüğü mü gönderiliyor? Aklı ve bilimi öne almışlar, buna kanar mı?
Yüzüncü Yılda Düğünler
Böyle olur ağaların düğünü dedirtecek türden düğünler ile Cumhuriyetle kavgalı olanların, yüzüncü yılında, kutlamaları kaldırıp, bunun yerine gittiği düğün sahnede yerini alır.
Yüzüncü yıldaki rezalete bakar mısınız? İkisi de aynı yerden. Takı töreni altı saat süren düğünde takılan paraları on iki kişinin saydığı düğünün sahibi, “Malum İsrail’in Filistin’e saldırısını içimize sindiremiyoruz. İçimiz kan ağlıyor. Bu nedenle fazla çalgı olmadı” demiş ve kuvvetli bir alkışı hakketmiş. Baylar ve bayanlar, eller havaya! BAKINIZ.
Bir başkasında ise geline dört kilo altın takılmış ve bu tam beş saatte olmuş. Kısacası takan takana bir durum söz konusu. En çok da geline takılmış… Ayrıntılar için BAKINIZ.
Gelelim büyükelçi denen ama sonradan büyükelçi olduğu her halinden belli olan şahsın yaptıklarına. Yeri gelmişken söyleyeyim. Hiçbir meslek dışarıdan atanmışlarla temsil edilmemeli, yönetilmemeli, içinden yükselenlerle yürümeli. Türkiye’nin Katar büyükelçisi Gazze’yi bahane ederek Cumhuriyet resepsiyonunu iptal ediyor ama bir aşiretin düğününe koşa koşa gidiyor. Mevcut zihniyetin ve onun atadığı çapsızların ülkeyi ne gibi bir görüntüye soktuğuna bakar mısınız? Ayrıntılar ve büyükelçinin evsafı için BAKINIZ. İstikrarmış… istikrarlı bir şekilde batışa ve itibarsızlığa sürüklendik.
NATO’nun Genişlemesi
Bir tarihte, şahsın biri tarafından “Bu kardeşiniz bu makamda olduğu sürece İsveç NATO’ya giremez” denmişti ama tersi yaşandı. O kardeşiniz İsveç’in girişi için gerekli olan imzayı attı ve topu meclisin kucağına pimi çekilmiş bir el bombası gibi fırlattı. Meclise ne gibi bir tüyo verdiğini bilmeme olanak yok ama bu zihniyetin ne gibi hileler çevirebileceğini tahmin etmek zor değildir.
Bu atmosfer içinde, 2000’li yılların ilk yüzyılının ilk çeyreğini bitirmeye doğru gidiyoruz. Böyle bir ortamda dahi, kimse, ülkenin gerçek durumunu görmek istemiyor ve hailinden memnun görünüyor. Buna inanmak çok güç ama öyle. Kısacası durum fecaat arz ederken herkes mutlu görünüyor. Bari mutlu sonla bitse bu rüya…
Hits: 671
FİKİR VE FİGÜR…
- 7 Temmuz 2023
BENİM TERÖRİSTİM İYİDİR- 1
- 17 Kasım 2023